1. bulmak
Çünkü şehirde doğal ürünler bulmak çok zor.
Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine pachinko oynayarak tüm vaktini harcıyor.
Onun ofisini bulmak kolaydı.
Avustralya'ya altın bulmak arzusuyla gittiler.
Şu ana kadar yaptığın bütün şey her şeye kusur bulmak, keşke daha yapıcı bir şey söyleyebilsen.
2. kurmak
Odanın bu köşesinde bir sera kurmak isterim.
Çadırı kurmak yarım saatimizi aldı.