9 Verben

 0    40 schede    Thomas49
Scarica mp3 Stampa Gioca Testa il tuo livello
 
Domanda Risposta
Etwas fällt mir auf.
inizia ad imparare
Bir şey gözüme çarpıyor. / dikkatimi çekiyor
Etwas fiel mir auf.
inizia ad imparare
bir şey gözüme çarptı.
Jemand fiel mir auf.
inizia ad imparare
Birisi beni farketti.
er ähnelt dir sehr
inizia ad imparare
o sana çok benziyor
Wärme wird ihm guttun.
inizia ad imparare
Sıcak ona iyi gelecek.
Der Urlaub hat ihr gutgetan.
inizia ad imparare
Tatil ona iyi geldi
Er lauschte an dem Mann.
inizia ad imparare
Adama kulak verdi (dinledi).
Die Bürger misstrauen der Wirtschaft sowie der Politik
inizia ad imparare
vatandaşlar politikanın yanı sıra ekonomiye de güvenmiyorlar (güvensizlik duyuyorlar)
Warum misstraust du mir?
inizia ad imparare
Neden bana güvensizlik duyuyorsun (güvenmiyorsun)?
jemand eifert mir nach
inizia ad imparare
Birisi beni kıskanıyor
Er ist der eifersüchtigste Mensch, den ich je (in meinem Leben) gesehen habe
inizia ad imparare
O, (hayatımda) gördüğüm en kıskanç insan
Wem nützt dieses neue Gesetz?
inizia ad imparare
Bu yeni yasadan kimler faydalanır?
Haben Sie die Tools, die ich Ihnen gegeben habe, genutzt?
inizia ad imparare
Sana verdiğim aletlerden yararlandın mı?
Das passt mir nicht.
inizia ad imparare
Bu bana uymuyor / uymaz
Die Prüfung glückte mir.
inizia ad imparare
Sınav başarıyla sonuçlandı
Niemand verzeiht dir
inizia ad imparare
Kimse seni affetmez
niemand wird ihm verzeihen
inizia ad imparare
kimse onu affetmeyecek
Auf der Flucht hat er zwei Familienangehörige verloren.
inizia ad imparare
Kaçarken iki aile üyesini kaybetti.
Viele betroffene Familien haben versucht, alleine ihre Familienmitglieder finden.
inizia ad imparare
Birçok etkilenen (etkilenmiş) aile kendi başına aile üyelerini bulmaya çalıştı.
Viele Betroffene haben sich in Krankenhäusern beworben.
inizia ad imparare
Olaydan etkilenen birçok insan hastanelere başvurdu.
Viele, die haben sich vor dem Vorfall betroffen, haben sich in Krankenhäusern beworben.
inizia ad imparare
Olaydan etkilenenlerin çoğu hastanelere başvurdu.
Vor drei Jahren kam Familie BAKIR aus der Türkei nach Deutschland.
inizia ad imparare
Üç yıl önce BAKIR ailesi Almanya'dan Türkiye'ye geldi.
Ich will eine Anfrage ans Rote Kreuz schicken um ihnen zu helfen.
inizia ad imparare
Onlara yardım etmek için Kızıl Haç'a bir istek (talep) göndermek istiyorum.
Auf der Flucht aus der Türkei nach Deutschland hat die Familie viele schreckliche Sachen erlebt
inizia ad imparare
Türkiye'den Almanya'ya kaçan aile, çok korkunç şeyler yaşadı.
Viele, die das eigene Land verlassen wollten, sich sind nur bis zur Grenze gekommen. Dort wurden sie nicht weiter gelassen.
inizia ad imparare
Kendi ülkelerini terk etmek isteyenlerin çoğu sadece sınırlara geldi. Oradan ileriye bırakılmadılar.
Maria kann nicht in ihre Heimat zurückgehen, denn dort herrscht Krieg.
inizia ad imparare
Maria anavatanına geri dönemez, çünkü orada savaş hüküm sürüyor / savaş hakim.
Der König herrscht nicht mehr über sein Volk.
inizia ad imparare
Kral artık halkına egemen (hakim) olamıyor
Der Diktator der Türkei hat gesagt; "Ich kann nicht mehr die 50% leute herrschen".
inizia ad imparare
Türkiye'nin diktatörü; "Artık% 50 insanı yönetemiyorum (yüzde elliyi evde zor tutuyorum) dedi.
Mein Freund ist letzter Monat in Deutschland angekommen und versucht jetzt, seine Familienangehörige aus der Türkei nachzuholen.
inizia ad imparare
Arkadaşım geçen ay Almanya'ya geldi ve şimdi Türkiye'den aile üyelerini getirtmeye çalışıyor.
wenn Menschen ein Land verlassen und in ein anderes gehen, spricht man von Migration.
inizia ad imparare
İnsanlar bir ülkeden ayrılıp diğerine gittiğinde buna göç denir.
Nach der Bedruckung und Unterdrückung in der Türkei gab es tausende Vermisste, die von ihren Familienangehörigen gesucht wurden.
inizia ad imparare
Türkiye'de zulüm ve baskıdan sonra, aile üyeleri tarafından aranan binlerce kayıp kişi vardı.
Ich habe mich in die Zunge gebissen.
inizia ad imparare
Dilimi ısırdım.
Der Rauch beißt mich in den Augen.
inizia ad imparare
Duman gözlerimi yaktı (ısırdı).
Wollen wir miteinander in Urlaub fahren?
inizia ad imparare
Beraber tatile gidelim mi?
Wir wollen miteinander alt werden.
inizia ad imparare
Birlikte yaşlanmak istiyoruz.
Wir wollen das Problem miteinander besprechen.
inizia ad imparare
Sorunu birbirimizle/birlikte tartışmak/konuşmak istiyoruz.
Sie hatten sich stets untereinander gestritten.
inizia ad imparare
Her zaman kendi aralarında tartışırlardı.
Die kleine Königreiche kämpften miteinander gegen das römische Reich.
inizia ad imparare
Küçük krallıklar Roma İmparatorluğu'na karşı beraber/birlikte savaştılar.
Wir sind wegen der Ergebnisse ebenso schockiert wie Ihnen.
inizia ad imparare
Sonuçlara sizin kadar/ aynen sizin gibi biz de şok oluyoruz.
Obwohl er jeden Tag mindestens eine Stunde geübt hat, kann er das Klavier noch nicht ausreichend spielen.
inizia ad imparare
Her gün en az bir saat çalışmasına/pratik yapmasına rağmen, hala piyanoyu yeterince çalamıyor.

Devi essere accedere per pubblicare un commento.