Domanda |
Risposta |
Tom did it very carefully. inizia ad imparare
|
|
Tom onu çok dikkatli yaptı.
|
|
|
Tom did the best he could do. inizia ad imparare
|
|
Tom elinden gelenin en iyisini yaptı.
|
|
|
Tom did what he had to do. inizia ad imparare
|
|
Tom yapmak zorunda olduğu şeyi yaptı.
|
|
|
Tom didn't agree to do it. inizia ad imparare
|
|
Tom onu yapmayı kabul etmedi.
|
|
|
Tom didn't know that song. inizia ad imparare
|
|
Tom o şarkıyı bilmiyordu.
|
|
|
Tom didn't recognize Mary. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom died at the age of 97. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom died in a plane crash. inizia ad imparare
|
|
Tom bir uçak kazasında öldü.
|
|
|
Tom died in his seventies. inizia ad imparare
|
|
Tom yetmişli yaşlarında öldü.
|
|
|
Tom dislikes noisy cities. inizia ad imparare
|
|
Tom gürültülü şehirleri sevmiyor.
|
|
|
Tom doesn't eat breakfast. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom doesn't have a choice. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom doesn't have a sister. inizia ad imparare
|
|
Tom'un bir kız kardeşi yok.
|
|
|
Tom doesn't have any cash. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom doesn't know I'm here. inizia ad imparare
|
|
Tom burada olduğumu bilmiyor.
|
|
|
Tom doesn't know who I am. inizia ad imparare
|
|
Tom kim olduğumu bilmiyor.
|
|
|
Tom doesn't like hot food. inizia ad imparare
|
|
Tom sıcak yiyeceği sevmiyor.
|
|
|
Tom doesn't like studying. inizia ad imparare
|
|
Tom eğitim yapmayı sevmiyor.
|
|
|
Tom doesn't need to hurry. inizia ad imparare
|
|
Tom'un acele etmesine gerek yoktur.
|
|
|
Tom doesn't smoke anymore. inizia ad imparare
|
|
Tom artık sigara içmiyor.
|
|
|
Tom doesn't speak to Mary. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom doesn't use sunscreen. inizia ad imparare
|
|
Tom güneş kremi kullanmaz.
|
|
|
Tom drank a cup of coffee. inizia ad imparare
|
|
Tom bir fincan kahve içti.
|
|
|
Tom drew his gun and shot. inizia ad imparare
|
|
Tom silahını çekti ve ateş etti.
|
|
|
Tom dropped out of school. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom enjoys reading novels. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom even likes cold pizza. inizia ad imparare
|
|
Tom soğuk pizza bile seviyor.
|
|
|
Tom expected Mary to come. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary'nin gelmesini umuyordu.
|
|
|
Tom extinguished the fire. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom fastened his seatbelt. inizia ad imparare
|
|
Tom emniyet kemerini taktı.
|
|
|
Tom fell and hurt his leg. inizia ad imparare
|
|
Tom düştü ve bacağını incitti.
|
|
|
Tom felt a cold coming on. inizia ad imparare
|
|
Tom gelen bir soğuk hissetti.
|
|
|
Tom finally ate something. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom finds Mary attractive. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary'yi çekici buluyor.
|
|
|
Tom forgot Mary's address. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary'nin adresini unuttu.
|
|
|
Tom found the door locked. inizia ad imparare
|
|
Tom kapıyı kilitli buldu.
|
|
|
Tom gave Mary a ride home. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom gave Mary up for dead. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary'ye kaybolmuş gözüyle baktı.
|
|
|
Tom gets off work at 5:00. inizia ad imparare
|
|
Tom 5:00'te işten ayrılır.
|
|
|
Tom got a speeding ticket. inizia ad imparare
|
|
Tom'un bir hız yapma cezası var.
|
|
|
Tom got on the 2:30 train. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom got promoted recently. inizia ad imparare
|
|
Tom son zamanlarda terfi ettirildi.
|
|
|
Tom got the job he wanted. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom graduated with honors. inizia ad imparare
|
|
Tom pekiyi dereceyle mezun oldu.
|
|
|
Tom had a bad stomachache. inizia ad imparare
|
|
Tom'un kötü bir karın ağrısı vardı.
|
|
|
Tom had a change of heart. inizia ad imparare
|
|
Tom'un farklı bir yüreği vardı.
|
|
|
Tom had a fight with Mary. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom had a little to drink. inizia ad imparare
|
|
Tom'un biraz içeceği vardı.
|
|
|
Tom had his picture taken. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom had Mary wash the car. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary'ye arabayı yıkattı.
|
|
|
Tom had no water to drink. inizia ad imparare
|
|
Tom'un içecek suyu yoktu.
|
|
|
Tom had to cover for Mary. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary'nin yerine işe bakmak zorunda kaldı.
|
|
|
Tom had to go there alone. inizia ad imparare
|
|
Tom oraya yalnız gitmek zorunda kaldı.
|
|
|
Tom handed a note to Mary. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary'ye bir not uzattı.
|
|
|
Tom handed Mary the money. inizia ad imparare
|
|
Tom parayı Mary'ye verdi.
|
|
|
Tom has a criminal record. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom has a dark complexion. inizia ad imparare
|
|
Tom'un esmer bir cildi var.
|
|
|
Tom has a heart condition. inizia ad imparare
|
|
Tom'un bir kalp hastalığı var.
|
|
|
Tom has a lot of patience. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom has a lot on his mind. inizia ad imparare
|
|
Tom'un aklında çok şey var.
|
|
|
Tom has a severe headache. inizia ad imparare
|
|
Tom'un şiddetli bir baş ağrısı var.
|
|
|
Tom has a stuffed-up nose. inizia ad imparare
|
|
Tom'un tıkalı bir burnu var.
|
|
|
Tom has already gone home. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom has bad table manners. inizia ad imparare
|
|
Tom'un kötü sofra adabı vardır.
|
|
|
Tom has been very patient. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom has been very unhappy. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom has found another job. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom has grown in strength. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom has never kissed Mary. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom has no sense of humor. inizia ad imparare
|
|
Tom'un mizah duygusu yok.
|
|
|
Tom has no sense of shame. inizia ad imparare
|
|
Tom'un utanma duygusu yok.
|
|
|
Tom has no sense of style. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom has the perfect alibi. inizia ad imparare
|
|
Tom'un mükemmel bir mazereti var.
|
|
|
Tom has the right to vote. inizia ad imparare
|
|
Tom oy verme hakkına sahiptir.
|
|
|
Tom has to go to the bank. inizia ad imparare
|
|
Tom bankaya gitmek zorundadır.
|
|
|
Tom has to learn to relax. inizia ad imparare
|
|
Tom dinlenmeyi öğrenmek zorundadır.
|
|
|
Tom has to look for a job. inizia ad imparare
|
|
Tom bir iş aramak zorundadır.
|
|
|
Tom has to take this call. inizia ad imparare
|
|
Tom bu aramayı kabul etmek zorunda.
|
|
|
Tom has very little money. inizia ad imparare
|
|
Tom'un çok az parası var.
|
|
|
Tom hasn't been here long. inizia ad imparare
|
|
Tom uzun süredir burada değil.
|
|
|
Tom hates going to school. inizia ad imparare
|
|
Tom okula gitmekten nefret ediyor.
|
|
|
Tom ignored Mary's advice. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary'nin tavsiyesini görmezden geldi.
|
|
|
Tom is a bundle of nerves. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom is a Canadian citizen. inizia ad imparare
|
|
Tom bir Kanada vatandaşı.
|
|
|
Tom is a friend of Mary's. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary'nin bir arkadaşıdır.
|
|
|
Tom is a good at swimming. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom is a man of few wants. inizia ad imparare
|
|
Tom azla yetinen bir insan.
|
|
|
Tom is a man of few words. inizia ad imparare
|
|
Tom az konuşan bir insan.
|
|
|
Tom is a typical Canadian. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom is a very busy person. inizia ad imparare
|
|
Tom çok meşgul bir kişidir.
|
|
|
Tom is a very good friend. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom is a very patient man. inizia ad imparare
|
|
Tom, çok sabırlı bir adam.
|
|
|
Tom is a wonderful artist. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom is acting like a baby. inizia ad imparare
|
|
Tom, bir bebek gibi davranıyor.
|
|
|
Tom is afraid of the dark. inizia ad imparare
|
|
Tom karanlıktan korkuyor.
|
|
|
Tom is an excellent skier. inizia ad imparare
|
|
Tom mükemmel bir kayakçı.
|
|
|
Tom is an impulsive buyer. inizia ad imparare
|
|
Tom düşüncesiz bir alıcı.
|
|
|
Tom is as healthy as ever. inizia ad imparare
|
|
Tom her zamanki gibi sağlıklı.
|
|
|
Tom is behind in his rent. inizia ad imparare
|
|
Tom'un kira borcu vardır.
|
|
|
Tom is extremely busy now. inizia ad imparare
|
|
Tom şimdi son derece meşgul.
|
|
|
Tom is facing a challenge. inizia ad imparare
|
|
Tom bir meydan okuma ile karşı karşıya.
|
|
|
Tom is first in his class. inizia ad imparare
|
|
Tom sınıfında birincidir.
|
|
|
Tom is friendly with Mary. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom is growing a mustache. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom is Mary's best friend. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary'nin en iyi arkadaşıdır.
|
|
|
Tom is Mary's grandfather. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary'nin büyükbabasıdır.
|
|
|
Tom is old enough to vote. inizia ad imparare
|
|
Tom oy vermek için yeterince yaşlıdır.
|
|
|
Tom is out of the country. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom is ready for anything. inizia ad imparare
|
|
Tom herhangi bir şey için hazırdır.
|
|
|
Tom is still in his teens. inizia ad imparare
|
|
Tom hala gençlik çağlarında.
|
|
|
Tom is sure Mary is right. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary'nin haklı olduğundan emin.
|
|
|
Tom is teaching us French. inizia ad imparare
|
|
Tom bize Fransızca öğretiyor.
|
|
|
Tom is an excellent father. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom is too tired to study. inizia ad imparare
|
|
Tom çalışmak için çok yorgun.
|
|
|
Tom is too young to drink. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom is up for a promotion. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom is worried about Mary. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary hakkında endişeli.
|
|
|
Tom isn't afraid of death. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom isn't all that honest. inizia ad imparare
|
|
Tom o kadar çok dürüst değil.
|
|
|
Tom isn't as tall as I am. inizia ad imparare
|
|
Tom, benim kadar uzun boylu değil.
|
|
|
Tom isn't as tall as Mary. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary kadar uzun değil.
|
|
|
Tom isn't watching TV now. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom jumped over the ditch. inizia ad imparare
|
|
Tom hendeğin üzerinden atladı.
|
|
|
Tom just can't stand Mary. inizia ad imparare
|
|
Tom sadece Mary'ye dayanamaz.
|
|
|
Tom just cleaned his room. inizia ad imparare
|
|
Tom sadece odasını temizledi.
|
|
|
Tom just missed the train. inizia ad imparare
|
|
Tom kıl payı treni kaçırdı.
|
|
|
Tom knew nothing about it. inizia ad imparare
|
|
Tom onun hakkında birşey bilmiyordu.
|
|
|
Tom know Mary pretty well. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary'yi oldukça iyi biliyor.
|
|
|
Tom knows a lot of people. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom leads the soccer team. inizia ad imparare
|
|
Tom futbol takımını yönetiyor.
|
|
|
Tom left five minutes ago. inizia ad imparare
|
|
Tom beş dakika önce çıktı.
|
|
|
Tom let Mary pay the bill. inizia ad imparare
|
|
Tom hesabı Mary'ye ödetti.
|
|
|
Tom let out a deep breath. inizia ad imparare
|
|
Tom derin bir nefes verdi.
|
|
|
Tom likes to sit up front. inizia ad imparare
|
|
Tom önde oturmayı seviyor.
|
|
|
Tom is living with his parents. inizia ad imparare
|
|
Tom ailesiyle birlikte yaşıyor.
|
|
|
Tom looked out the window. inizia ad imparare
|
|
Tom pencereden dışarı baktı.
|
|
|
Tom looks a little shaken. inizia ad imparare
|
|
Tom biraz sarsılmış görünüyor.
|
|
|
Tom looks like his father. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom looks much better now. inizia ad imparare
|
|
Tom şimdi çok daha iyi görünüyor.
|
|
|
Tom lost all of his money. inizia ad imparare
|
|
Tom bütün parasını kaybetti.
|
|
|
Tom loves Mary's children. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary'nin çocuklarını seviyor.
|
|
|
Tom made Jill a new dress. inizia ad imparare
|
|
Tom Jill'e yeni bir giysi yaptı.
|
|
|
Tom majored in psychology. inizia ad imparare
|
|
Tom psikoloji alanında uzmanlaşmıştır.
|
|
|
Tom missed the last train. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom must be Mary's father. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary'nin babası olmalı.
|
|
|
Tom must be nearly thirty. inizia ad imparare
|
|
Tom yaklaşık otuz olmalı.
|
|
|
Tom needs reading glasses. inizia ad imparare
|
|
Tom'un okuma gözlüklerine ihtiyacı var.
|
|
|
Tom needs to talk to Mary. inizia ad imparare
|
|
Tom'un Mary ile konuşmaya ihtiyacı var.
|
|
|
Tom never arrives on time. inizia ad imparare
|
|
Tom asla zamanında varmaz.
|
|
|
Tom never cooks on Sunday. inizia ad imparare
|
|
Pazar günü Tom asla yemek yapmaz.
|
|
|
Tom never listens to Mary. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary'yi asla dinlemez.
|
|
|
Tom never sings in public. inizia ad imparare
|
|
Tom halkın huzurunda asla şarkı söylemez.
|
|
|
Tom never works on Sunday. inizia ad imparare
|
|
Tom Pazar günü asla çalışmaz
|
|
|
Tom often drives too fast. inizia ad imparare
|
|
Tom bazen çok hızlı sürer.
|
|
|
Tom often talks with Mary. inizia ad imparare
|
|
Tom sık sık Mary ile konuşur.
|
|
|
Tom ought to stop smoking. inizia ad imparare
|
|
Tom sigara içmeyi bırakmalı.
|
|
|
Tom owes Mary 300 dollars. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary'ye 300 dolar borçlu.
|
|
|
Tom pointed a gun at Mary. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary'ye bir silah çekti.
|
|
|
Tom predicted our success. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom pretended he was sick. inizia ad imparare
|
|
Tom hastaymış gibi davrandı.
|
|
|
Tom pretended not to care. inizia ad imparare
|
|
Tom umursamıyor gibi yaptı.
|
|
|
Tom punched his time card. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom put on some sunscreen. inizia ad imparare
|
|
Tom biraz güneş kremi çaldı.
|
|
|
Tom put out his cigarette. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom raises Arabian horses. inizia ad imparare
|
|
Tom Arap atları yetiştirir.
|
|
|
Tom really does hate dogs. inizia ad imparare
|
|
Tom gerçekten köpeklerden nefret eder.
|
|
|
Tom really enjoys his job. inizia ad imparare
|
|
Tom işini gerçekten seviyor.
|
|
|
Tom repacked his suitcase. inizia ad imparare
|
|
Tom valizini yeniden topladı.
|
|
|
Tom reported Mary missing. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary'nin eksik olduğunu bildirdi.
|
|
|
Tom rewrote the paragraph. inizia ad imparare
|
|
Tom paragrafı yeniden yazdı.
|
|
|
Tom rubs me the wrong way. inizia ad imparare
|
|
Tom beni yanlış ovalıyor.
|
|
|
Tom sang a duet with Mary. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary ile bir düet yaptı.
|
|
|
Tom sang his son to sleep. inizia ad imparare
|
|
Tom uyuması için oğluna şarkı söyledi.
|
|
|
Tom sat down at the table. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom saw Mary at the party. inizia ad imparare
|
|
Tom partide Mary'yi gördü.
|
|
|
Tom seems to be depressed. inizia ad imparare
|
|
Tom depresyonda gibi görünüyor.
|
|
|
Tom seldom speaks to Mary. inizia ad imparare
|
|
Tom nadiren Mary ile konuşur.
|
|
|
Tom seldom wins arguments. inizia ad imparare
|
|
Tom nadiren tartışmaları kazanır.
|
|
|
Tom shook hands with Mary. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom shot Mary in the knee. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary'yi dizinden vurdu.
|
|
|
Tom shot Mary three times. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary'yi üç kez vurdu.
|
|
|
Tom needs to get some sleep. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom soaked in the bathtub. inizia ad imparare
|
|
Tom küvetin içinde sırılsıklam oldu.
|
|
|
Tom stole Mary's computer. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary'nin bilgisayarını çaldı.
|
|
|
Tom sympathized with Mary. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary'ye sempati duydu.
|
|
|
Tom talks a mile a minute. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom talks like an old man. inizia ad imparare
|
|
Tom yaşlı bir adam gibi konuşur.
|
|
|
Tom thinks Mary is guilty. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary'nin suçlu olduğunu düşünüyor.
|
|
|
Tom thinks that's strange. inizia ad imparare
|
|
Tom onun tuhaf olduğunu düşünüyor.
|
|
|
Tom thought it was unfair. inizia ad imparare
|
|
Tom onun adil olmadığını düşündü.
|
|
|
Tom threw out the garbage. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom tipped the cab driver. inizia ad imparare
|
|
Tom taksi sürücüsüne bahşiş verdi.
|
|
|
Tom told Mary to be quiet. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary'ye sessiz olmasını söyledi.
|
|
|
Tom took a trip to Boston. inizia ad imparare
|
|
Tom Boston'a bir gezi yaptı.
|
|
|
Tom took Mary in his arms. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary'yi kollarına aldı.
|
|
|
Tom turned down the flame. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom turned down the offer. inizia ad imparare
|
|
Tom teklifi geri çevirdi.
|
|
|
Tom turned off the faucet. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom unlocked the car door. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom used to work for Mary. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom used up all his money. inizia ad imparare
|
|
Tom bütün parasını tüketti.
|
|
|
Tom used up all his water. inizia ad imparare
|
|
Tom bütün suyunu tüketti.
|
|
|
Tom wanted an economy car. inizia ad imparare
|
|
Tom bir ekonomi araba istedi.
|
|
|
Tom wants Mary to be safe. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary'nin güvende olmasını istiyor.
|
|
|
Tom wants to be a success. inizia ad imparare
|
|
Tom başarılı bir kimse olmak istiyor.
|
|
|
Tom wants to be with Mary. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary ile olmak istiyor.
|
|
|
Tom wants to do something. inizia ad imparare
|
|
Tom bir şey yapmak istiyor.
|
|
|
Tom wants to donate money. inizia ad imparare
|
|
Tom para bağışlamak istiyor.
|
|
|
Tom wants to dye his hair. inizia ad imparare
|
|
Tom saçını boyamak istiyor.
|
|
|
Tom wants to go to Boston. inizia ad imparare
|
|
Tom Boston'a gitmek istiyor.
|
|
|
Tom was a little homesick. inizia ad imparare
|
|
Tom biraz vatan hasreti çekiyordu.
|
|
|
Tom was able to help Mary. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary'ye yardım edebildi.
|
|
|
Tom was attacked by a dog. inizia ad imparare
|
|
Tom bir köpek tarafından saldırıya uğradı.
|
|
|
Tom was chosen by lottery. inizia ad imparare
|
|
Tom piyango tarafından seçildi.
|
|
|
Tom was freezing to death. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom was just being polite. inizia ad imparare
|
|
Tom sadece kibarlaşıyordu.
|
|
|
Tom was lured into a trap. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom was Mary's first love. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary'nin ilk aşkı idi.
|
|
|
Tom was obviously in pain. inizia ad imparare
|
|
Tom'un acı içinde olduğu belliydi.
|
|
|
Tom was sentenced to life. inizia ad imparare
|
|
Tom, ömür boyu hapse mahkum edildi.
|
|
|
Tom was somewhat doubtful. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom was starving to death. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom was tall and handsome. inizia ad imparare
|
|
Tom uzun boylu ve yakışıklı idi.
|
|
|
Tom was very kind to Mary. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary'ye karşı çok nazikti.
|
|
|
Tom was very rude to Mary. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary'ye karşı çok kabaydı.
|
|
|
Tom washed all the towels. inizia ad imparare
|
|
Tom tüm havluları yıkadı.
|
|
|
Tom wasn't polite to Mary. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary'ye karşı nazik değildi.
|
|
|
Tom went back to his room. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom will be sorely missed. inizia ad imparare
|
|
Tom şiddetle özlemiş olacak.
|
|
|
Tom wished Mary good luck. inizia ad imparare
|
|
Tom Mary'ye iyi şans diledi.
|
|
|
Tom wishes that were true. inizia ad imparare
|
|
Tom onun gerçek olmasını diliyor.
|
|
|
Tom won't do such a thing. inizia ad imparare
|
|
Tom öyle bir şey yapmayacaktır.
|
|
|
Tom wonders if it is true. inizia ad imparare
|
|
Tom, bunun doğru olup olmadığını merak ediyor.
|
|
|
Tom works the night shift. inizia ad imparare
|
|
Tom gece vardiyasında çalışıyor.
|
|
|
Tom wouldn't take my call. inizia ad imparare
|
|
Tom telefonumu cevaplamazdı.
|
|
|
Tom's answer surprised me. inizia ad imparare
|
|
Tom'un cevabı beni şaşırttı.
|
|
|
Tom's hands felt like ice. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tom's proposal was denied. inizia ad imparare
|
|
Tom'un önerisi reddedildi.
|
|
|
Tomorrow is Christmas Day. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Tony studies after dinner. inizia ad imparare
|
|
Tony akşam yemeğinden sonra çalışır.
|
|
|
Try not to make him angry. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Turn on the light, please. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Turn on the radio, please. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Turn the key to the right. inizia ad imparare
|
|
Anahtarı sağa doğru dönder.
|
|
|
Twenty families live here. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Two from ten leaves eight. inizia ad imparare
|
|
Ondan iki çıkarsa sekiz kalır.
|
|
|
Two seats remained vacant. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Unemployment rose sharply. inizia ad imparare
|
|
İşsizlik hızla artmıştır.
|
|
|
Wait five minutes, please. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Wait until further notice. inizia ad imparare
|
|
Sonraki duyuruya kadar bekle.
|
|
|
Waitress, I'd like to order. inizia ad imparare
|
|
Garson, sipariş vermek istiyorum.
|
|
|
Was Ken at home yesterday? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Was Tom at home yesterday? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Wash your hands right now. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Water is heavier than oil. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
We advanced to the finals. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
We agreed among ourselves. inizia ad imparare
|
|
Biz kendi aramızda anlaştık.
|
|
|
We all knelt down to pray. inizia ad imparare
|
|
Dua etmek için hepimiz diz çöktük.
|
|
|
We all miss you very much. inizia ad imparare
|
|
Hepimiz seni çok özlüyoruz.
|
|
|
We all wish for happiness. inizia ad imparare
|
|
Hepimiz mutluluk diliyoruz.
|
|
|
We are basketball players. inizia ad imparare
|
|
Biz basketbol oyuncusuyuz.
|
|
|
We are brother and sister. inizia ad imparare
|
|
Biz erkek kardeş ve kız kardeşiz.
|
|
|
We are having a good time. inizia ad imparare
|
|
Biz iyi vakit geçiriyoruz.
|
|
|
We are having a good time. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
We aren't very hungry yet. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
We ate breakfast at seven. inizia ad imparare
|
|
Biz yedide kahvaltı yaptık.
|
|
|
We ate until we were full. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
We began on a new project. inizia ad imparare
|
|
Biz yeni bir proje üzerinde başladık.
|
|
|
We began our work at noon. inizia ad imparare
|
|
İşimize öğleyin başladık.
|
|
|
We buy stationery in bulk. inizia ad imparare
|
|
Biz toptan kırtasiye satın alırız.
|
|
|
We could not overtake him. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
We crept toward the enemy. inizia ad imparare
|
|
Biz düşmana doğru süründük.
|
|
|
We didn't know what to do. inizia ad imparare
|
|
Biz ne yapacağımızı bilmiyorduk.
|
|
|
We eat many kinds of food. inizia ad imparare
|
|
Biz birçok çeşit yiyecek yeriz.
|
|
|
We elected James chairman. inizia ad imparare
|
|
Biz James'i başkan seçtik.
|
|
|
We enjoyed playing tennis. inizia ad imparare
|
|
Biz tenis oynamaktan keyif aldık.
|
|
|
We fixed the price at $15. inizia ad imparare
|
|
Biz fiyatı 15 dolarda sabitledik.
|
|
|
We go abroad every summer. inizia ad imparare
|
|
Her Yaz yurt dışına gideriz.
|
|
|
We had a chat for a while. inizia ad imparare
|
|
Biz bir süre sohbet ettik.
|
|
|
We had a lot of furniture. inizia ad imparare
|
|
Bir sürü mobilyamız vardı.
|
|
|
We had a party last night. inizia ad imparare
|
|
Dün gece bir parti verdik.
|
|
|
We had a pleasant evening. inizia ad imparare
|
|
Biz hoş bir akşam geçirdik.
|
|
|
We had a really good time. inizia ad imparare
|
|
Biz gerçekten çok iyi vakit geçirdik.
|
|
|
We had our roof blown off. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
We had Tom paint the wall. inizia ad imparare
|
|
Biz Tom'a duvarı boyattık.
|
|
|
We have a big supermarket. inizia ad imparare
|
|
Büyük bir süpermarketimiz var.
|
|
|
We have all kinds of time. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
We have lost sight of him. inizia ad imparare
|
|
Biz onu gözden kaybettik.
|
|
|
We have nothing in common. inizia ad imparare
|
|
Bizim ortak bir şeyimiz yok.
|
|
|
We have run short of food. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
We have several bags here. inizia ad imparare
|
|
Burada birkaç çantamız var.
|
|
|
We have six lessons a day. inizia ad imparare
|
|
Bir günde altı dersimiz var.
|
|
|
We have three meals a day. inizia ad imparare
|
|
Bir günde üç kez yemek yeriz.
|
|
|
We have to pull the weeds. inizia ad imparare
|
|
Biz yabani otları çekmek zorundayız.
|
|
|
We hope to meet you again. inizia ad imparare
|
|
Seninle tekrar görüşmeyi umuyoruz.
|
|
|
We keep a collie as a pet. inizia ad imparare
|
|
Biz evcil hayvan olarak İskoç çoban köpeği besliyoruz.
|
|
|
We live in the atomic age. inizia ad imparare
|
|
Biz atom çağında yaşıyoruz.
|
|
|
We lived close by the sea. inizia ad imparare
|
|
Biz denizin yanıbaşında yaşadık.
|
|
|
We made friends with Jane. inizia ad imparare
|
|
Biz Jane ile arkadaş edindik.
|
|
|
We made friends with them. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
We may be late for school. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
We meet here once a month. inizia ad imparare
|
|
Ayda bir kez burada görüştük.
|
|
|
We moved into a new house. inizia ad imparare
|
|
Biz yeni bir eve taşındık.
|
|
|
We must begin before five. inizia ad imparare
|
|
Beşten önce başlamalıyız.
|
|
|
We must conform to the rules. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
We need a bottle of juice. inizia ad imparare
|
|
Bizim bir şişe meyve suyuna ihtiyacımız var.
|
|
|
We need action, not words. inizia ad imparare
|
|
Sözlere değil, eylemlere ihtiyacımız var.
|
|
|
We offered him a nice job. inizia ad imparare
|
|
Biz ona güzel bir iş teklif ettik.
|
|
|
We ordered 40 minutes ago. inizia ad imparare
|
|
Kırk dakika önce sipariş verdik.
|
|
|
We painted the door green. inizia ad imparare
|
|
Biz kapıyı yeşile boyadık.
|
|
|
We prepared for an attack. inizia ad imparare
|
|
Biz bir saldırı için hazırlandık.
|
|
|
We regard him as our hero. inizia ad imparare
|
|
Biz onu bir kahraman olarak görüyoruz.
|
|
|
We saw her enter the park. inizia ad imparare
|
|
Onun parka girdiğini gördük.
|
|
|
We saw her enter the room. inizia ad imparare
|
|
Onun odaya girişini gördüm.
|
|
|
We saw monkeys at the zoo. inizia ad imparare
|
|
Hayvanat bahçesinde maymunlar gördük.
|
|
|
We should be very careful. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
We should call the doctor. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
We should call the police. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
We should cancel the hike. inizia ad imparare
|
|
Yürüyüşü iptal etmeliyiz.
|
|
|
We speak English in class. inizia ad imparare
|
|
Biz sınıfta İngilizce konuşuyoruz.
|
|
|
We suspected him of lying. inizia ad imparare
|
|
Biz onun yalan söylediğinden şüphelendik.
|
|
|
We usually call him Toshi. inizia ad imparare
|
|
Biz genellikle ona Toshi deriz.
|
|
|
We usually walk to school. inizia ad imparare
|
|
Biz genellikle okula yürürüz.
|
|
|
We visited our old school. inizia ad imparare
|
|
Biz eski okulumuzu ziyaret ettik.
|
|
|
We walked along the beach. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
We walked along the river. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
We walked among the trees. inizia ad imparare
|
|
Biz ağaçların arasında yürüdük.
|
|
|
We walked around the pond. inizia ad imparare
|
|
Göletin etrafında yürüdük.
|
|
|
We want to know the facts. inizia ad imparare
|
|
Gerçekleri bilmek istiyoruz.
|
|
|
We watched TV after lunch. inizia ad imparare
|
|
Biz öğle yemeğinden sonra televizyon izledik.
|
|
|
We were caught in a storm. inizia ad imparare
|
|
Biz bir fırtınaya yakalandık.
|
|
|
We will fight to the last. inizia ad imparare
|
|
Biz sonuna kadar mücadele edeceğiz.
|
|
|
We work from nine to five. inizia ad imparare
|
|
Biz dokuzdan beşe kadar çalışırız.
|
|
|
We'd better get a move on. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
We'd better send for help. inizia ad imparare
|
|
Yardım getirtsek iyi olur.
|
|
|
We'd like separate checks. inizia ad imparare
|
|
Biz ayrı hesaplar istiyoruz.
|
|
|
We're going to come again. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
We're going to the movies. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Were you tired last night? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
What are you crunching on? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
What are you going to see? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
What are you trying to do? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
What can I do to help you? inizia ad imparare
|
|
Size yardım etmek için ne yapabilirim.
|
|
|
What did she actually say? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
What did you do yesterday? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
What did you go there for? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
What did you open it with? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
What did you say to Paula? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
What do the prisoners eat? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
What do you do on Sundays? inizia ad imparare
|
|
Pazar günleri ne yaparsın?
|
|
|
What do you feed your dog? inizia ad imparare
|
|
Köpeğini ne ile beslersin?
|
|
|
What do you need me to do? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
What do you say to a beer? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
What do you want me to do? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
What does this kanji mean? inizia ad imparare
|
|
Bu karakter ne anlama geliyor?
|
|
|
What does Tom see in Mary? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
What does your job entail? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
What evidence do you have? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
What happened to our food? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
What has brought you here? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
What he said surprised me. inizia ad imparare
|
|
Söylediği şey beni şaşırttı.
|
|
|
What he said was not true. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
What if he comes back now? inizia ad imparare
|
|
O şimdi geri dönerse ne olacak?
|
|
|
What is he so angry about? inizia ad imparare
|
|
o ne hakkında çok öfkeli?
|
|
|
What is she worried about? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
What is Tom trying to say? inizia ad imparare
|
|
Tom ne söylemeye çalışıyor?
|
|
|
What keeps you up so late? inizia ad imparare
|
|
Çok geç saatlere kadar seni ayakta tutan nedir?
|
|
|
What number bus do I take? inizia ad imparare
|
|
Kaç numaralı otobüse bineceğim?
|
|
|
What she said wasn't true. inizia ad imparare
|
|
Onun söylediği doğru değildi.
|
|
|
What he said might be true. inizia ad imparare
|
|
Onun söylediği doğru olabilir.
|
|
|
What should I feed my dog? inizia ad imparare
|
|
Köpeğimi neyle beslemeliyim?
|
|
|
What symptoms do you have? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
What time are you leaving? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
What Tom says makes sense. inizia ad imparare
|
|
Tom'un söylediği anlamlıdır.
|
|
|
What was it I left behind? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
What were her final words? inizia ad imparare
|
|
Onun son sözleri nelerdi?
|
|
|
What will you have to eat? inizia ad imparare
|
|
Ne yemek zorunda kalacaksın?
|
|
|
What would you have me do? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
What would you like to do? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
What're you talking about? inizia ad imparare
|
|
Ne hakkında konuşuyorsun?
|
|
|
What's my book doing here? inizia ad imparare
|
|
Benim kitabımın burada ne işi var?
|
|
|
What's that tall building? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
What's your favorite band? inizia ad imparare
|
|
Senin en sevdiğin grup hangisidir?
|
|
|
What's your favorite book? inizia ad imparare
|
|
Senin en sevdiğin kitap hangisidir?
|
|
|
What's your favorite city? inizia ad imparare
|
|
En sevdiğin şehir hangisidir?
|
|
|
What's your favorite game? inizia ad imparare
|
|
Favori oyunun hangisidir?
|
|
|
What's your favorite hymn? inizia ad imparare
|
|
Favori ilahin hangisidir?
|
|
|
What's your favorite joke? inizia ad imparare
|
|
Favori fıkran hangisidir?
|
|
|
What's your favorite poem? inizia ad imparare
|
|
Favori şiirin hangisidir?
|
|
|
What's your favorite song? inizia ad imparare
|
|
Favori şarkın hangisidir?
|
|
|
What's your favorite wine? inizia ad imparare
|
|
Favori şarabın hangisidir?
|
|
|
What's your favorite word? inizia ad imparare
|
|
Favori kelimen hangisidir?
|
|
|
When can we eat, I wonder. inizia ad imparare
|
|
Ne zaman yiyebiliriz, merak ediyorum.
|
|
|
When did it begin to rain? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
When did Tom leave Boston? inizia ad imparare
|
|
Tom Boston'dan ne zaman ayrıldı?
|
|
|
When did you get to Kyoto? inizia ad imparare
|
|
Kyoto'ya ne zaman vardın.
|
|
|
When was the last time you saw Tom? inizia ad imparare
|
|
Tom'u en son ne zaman gördün?
|
|
|
When did you see her last? inizia ad imparare
|
|
Onu son olarak ne zaman gördün?
|
|
|
When did you see him last? inizia ad imparare
|
|
Onu en son ne zaman gördünüz?
|
|
|
When does the movie start? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
When should I feed my dog? inizia ad imparare
|
|
Köpeğimi ne zaman beslemeliyim?
|
|
|
When was the castle built? inizia ad imparare
|
|
Kale ne zaman inşa edildi?
|
|
|
When was the castle built? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
When will she return home? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
When will you get married? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Where are the other girls? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Where are you from, Karen? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Where did he go yesterday? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Where did you see the boy? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Where do I get the subway? inizia ad imparare
|
|
Metroya nereden gidebilirim?
|
|
|
Where do you go to school? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Where do you think Tom is? inizia ad imparare
|
|
Tom'un nerede olduğunu düşünüyorsunuz?
|
|
|
Where is the Avis counter? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Where is the bus terminal? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Where is the ladies' room? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Where is the nearest bank? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Where were you last night? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Where will you be staying? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Which brand do you prefer? inizia ad imparare
|
|
Hangi markayı tercih edersiniz?
|
|
|
Which direction did he go? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Which way is Central Park? inizia ad imparare
|
|
Hangi yol Central Park'tır?
|
|
|
Who are they cheering for? inizia ad imparare
|
|
Onlar kim için tezahürat yapıyorlar?
|
|
|
Who committed this murder? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Who found my missing book? inizia ad imparare
|
|
Kayıp kitabımı kim buldu?
|
|
|
Who invented this machine? inizia ad imparare
|
|
Bu makineyi kim icat etti?
|
|
|
Who is playing the guitar? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Who is taller, you or Ken? inizia ad imparare
|
|
Kim daha uzun, sen mi yoksa Ken mi?
|
|
|
Who is younger, him or me? inizia ad imparare
|
|
Kim daha genç, o mu yoksa ben mi?
|
|
|
Who is your dance partner? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Who should I meet but Tom? inizia ad imparare
|
|
Tom'un dışında kimle görüşmeliyim?
|
|
|
Who was it that he phoned? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Who was it that he phoned? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Who were you talking with? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Who will act as spokesman? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Who would do such a thing? inizia ad imparare
|
|
Böyle bir şeyi kim yapardı?
|
|
|
Who's taller, Tom or Mary? inizia ad imparare
|
|
Kim daha uzun, Tom mu yoksa Mary mi?
|
|
|
Who is your favorite actor? inizia ad imparare
|
|
En sevdiğin aktör kimdir?
|
|
|
Whoever says so is a liar. inizia ad imparare
|
|
Öyle söyleyen yalancıdır.
|
|
|
Whose paintings are these? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Why didn't you believe me? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Why didn't you call me up? inizia ad imparare
|
|
Niçin bana telefon etmedin?
|
|
|
Why do you think that way? inizia ad imparare
|
|
Niçin o şekilde düşünüyorsun?
|
|
|
Why don't we share a room? inizia ad imparare
|
|
Neden bir odayı paylaşmıyoruz?
|
|
|
Why don't you call him up? inizia ad imparare
|
|
Niçin ona telefon etmiyorsun?
|
|
|
Why don't you call Tom up? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Why should you suspect me? inizia ad imparare
|
|
Niçin benden şüphelenmen gerekiyor?
|
|
|
Will he come this evening? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Will it be sunny tomorrow? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Will six o'clock suit you? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Will you have some coffee? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Would you pass me the salt? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Will you rub my shoulders? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Will you show me the book? inizia ad imparare
|
|
Bana kitabı gösterir misin?
|
|
|
Will you warm up the soup? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Women didn't care for him. inizia ad imparare
|
|
Kadınlar ondan hoşlanmadılar.
|
|
|
Won't you have some fruit? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Would you care for drinks? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Would you like some fruit? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Would you like some salad? inizia ad imparare
|
|
Biraz salata ister misin?
|
|
|
Would you like some sugar? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Would you mind if I smoked? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Wow! That looks delicious. inizia ad imparare
|
|
Vay be! O lezzetli görünüyor.
|
|
|
Write down your name here. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Write on every other line. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Yesterday was my birthday. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Yoga helps her to be calm. inizia ad imparare
|
|
Yoga, onu sakin olmasına yardımcı olur.
|
|
|
You and I are old friends. inizia ad imparare
|
|
Sen ve ben eski arkadaşız.
|
|
|
You are both in the wrong. inizia ad imparare
|
|
Her ikiniz de suçlusunuz.
|
|
|
You are not a child anymore. inizia ad imparare
|
|
Artık bir çocuk değilsin.
|
|
|
You are only just in time. inizia ad imparare
|
|
Sadece sen zamanında geldin.
|
|
|
You are selling him short. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
You are tired, aren't you? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
You aren't yourself today. inizia ad imparare
|
|
Bugün her zamanki gibi değilsin.
|
|
|
You can go if you want to. inizia ad imparare
|
|
İsterseniz, gidebilirsiniz.
|
|
|
You can just call me Taro. inizia ad imparare
|
|
Bana sadece Taro diyebilirsin.
|
|
|
You can stay till tonight. inizia ad imparare
|
|
Bu geceye kadar kalabilirsin.
|
|
|
You can tear the box open. inizia ad imparare
|
|
Kutuyu yırtarak açabilirsin.
|
|
|
You can't attend? Why not? inizia ad imparare
|
|
Katılamıyor musun? Neden?
|
|
|
You can't have both books. inizia ad imparare
|
|
Her iki kitaba sahip olamazsın.
|
|
|
You don't have to help me. inizia ad imparare
|
|
Bana yardım etmek zorunda değilsin.
|
|
|
You don't need to call me. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
You drink too much coffee. inizia ad imparare
|
|
Çok fazla kahve içiyorsun.
|
|
|
You had better go at once. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
You had to come yesterday. inizia ad imparare
|
|
Sen dün gelmek zorundaydın.
|
|
|
You have a gift for music. inizia ad imparare
|
|
Senin müziğe doğuştan yeteneğin var.
|
|
|
You have a sense of humor. inizia ad imparare
|
|
Senin bir mizah duygun var.
|
|
|
You have only to go there. inizia ad imparare
|
|
Sadece oraya gitmek zorundasın.
|
|
|
You've got the wrong number. inizia ad imparare
|
|
Yanlış numara çevirdiniz.
|
|
|
You have to eat regularly. inizia ad imparare
|
|
Düzenli olarak yemek zorundasın.
|
|
|
You have to pay the price. inizia ad imparare
|
|
Bedelini ödemek zorundasın.
|
|
|
You just need a good rest. inizia ad imparare
|
|
Sadece iyi bir dinlenmeye ihtiyacın var.
|
|
|
You keep a dog, don't you? inizia ad imparare
|
|
Sen bir köpek bakıyorsun, değil mi?
|
|
|
You look funny doing that. inizia ad imparare
|
|
Onu yaparken komik görünüyorsun.
|
|
|
You look good in a kimono. inizia ad imparare
|
|
Bir kimono içinde iyi görünüyorsun.
|
|
|
You may use my dictionary. inizia ad imparare
|
|
Sen benim sözlüğümü kullanabilirsin.
|
|
|
You may use my typewriter. inizia ad imparare
|
|
Daktilomu kullanabilirsin.
|
|
|
You must control yourself. inizia ad imparare
|
|
Kendinizi kontrol etmelisiniz.
|
|
|
You must do as I tell you. inizia ad imparare
|
|
Sana söylediğim gibi yapmalısın.
|
|
|
You must help your mother. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
You must not eat too much. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
You must not give up hope. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
You must not go out today. inizia ad imparare
|
|
Bugün dışarı çıkmamalısın.
|
|
|
You must not speak loudly. inizia ad imparare
|
|
Yüksek sesle konuşmamalısın.
|
|
|
You must not stay up late. inizia ad imparare
|
|
Gece geç saatlere kadar oturmamalısın.
|
|
|
You need to stop drinking. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
You need to stop gambling. inizia ad imparare
|
|
Kumar oynamayı bırakmalısın.
|
|
|
You ought to have seen it. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
You ought to see a doctor. inizia ad imparare
|
|
Bir doktorla görüşmelisin.
|
|
|
You really did a good job. inizia ad imparare
|
|
Gerçekten iyi bir iş yaptın.
|
|
|
You should eat more fruit. inizia ad imparare
|
|
Daha fazla meyve yemelisiniz.
|
|
|
You should take my advice. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
You should tell the truth. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
You trust people too much. inizia ad imparare
|
|
İnsanlara çok güveniyorsun.
|
|
|
You understand, don't you? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
You were lucky to find it. inizia ad imparare
|
|
Onu bulduğun için şanslıydın.
|
|
|
You will be busy tomorrow. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
You will make a good wife. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
You will succeed some day. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
You'd better not go there. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
You'd better not go today. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
You'd better not tell him. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
You'd better not tell Tom. inizia ad imparare
|
|
Tom'a söylemesen iyi olur.
|
|
|
You'd better see a doctor. inizia ad imparare
|
|
Bir doktorla görüşsen iyi olur.
|
|
|
You'll be told in advance. inizia ad imparare
|
|
Önceden sana söylenilecek.
|
|
|
You'll succeed if you try. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
You're a really good cook. inizia ad imparare
|
|
Sen gerçekten iyi bir aşçısın.
|
|
|
You're a very good dancer. inizia ad imparare
|
|
Sen gerçekten iyi bir dansçısın.
|
|
|
You're joking, aren't you? inizia ad imparare
|
|
Şaka yapıyorsun, değil mi?
|
|
|
You're on the right track. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
You're too drunk to drive. inizia ad imparare
|
|
Araba süremeyecek kadar çok sarhoşsun.
|
|
|
You're very stylish today. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
You're wrong in this case. inizia ad imparare
|
|
Bu durumda yanılıyorsunuz.
|
|
|
You've done a perfect job. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
You've given me your cold. inizia ad imparare
|
|
Soğuk algınlığını bana bulaştırdın.
|
|
|
You've got plenty of time. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Your English is improving. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Your guess is quite wrong. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Your house needs painting. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Your letter made me happy. inizia ad imparare
|
|
Mektubun beni mutlu etti.
|
|
|
Your watch has been found. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Your watch is on the desk. inizia ad imparare
|
|
Sizin saatiniz masanın üstünde.
|
|
|
Yumi is one of my friends. inizia ad imparare
|
|
Yumi arkadaşlarımdan biridir.
|
|
|
Yumi is one of my friends. inizia ad imparare
|
|
Yumi benim arkadaşlarımdan biridir.
|
|
|
Yumi studies English hard. inizia ad imparare
|
|
Yumi İngilizceyi sıkı çalışır.
|
|
|
Yumi will not play tennis. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Yumiko was a little angry. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
3 to the third power is 27. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
A bird was caught by a cat. inizia ad imparare
|
|
Bir kuş bir kedi tarafından yakalandı.
|
|
|
A boy was beating the drum. inizia ad imparare
|
|
Bir çocuk davul çalıyordu.
|
|
|
A cat is lying on the sofa. inizia ad imparare
|
|
Kanapede bir kedi yatıyor.
|
|
|
A cry arose from the crowd. inizia ad imparare
|
|
Kalabalıktan bir çığlık yükseldi.
|
|
|
A few people have two cars. inizia ad imparare
|
|
Birkaç kişinin iki arabası var.
|
|
|
A global crisis is at hand. inizia ad imparare
|
|
Küresel bir kriz yakındır.
|
|
|
A good idea came across my mind. inizia ad imparare
|
|
Aklıma iyi bir fikir geldi.
|
|
|
A heavy rain began to fall. inizia ad imparare
|
|
Şiddetli yağmur yağmaya başladı.
|
|
|
A loud noise made him jump. inizia ad imparare
|
|
Şiddetli gürültü onu hoplattı.
|
|
|
A major is above a captain. inizia ad imparare
|
|
Binbaşı yüzbaşının üstündedir.
|
|
|
A man appeared at the door. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
A man appeared at the site. inizia ad imparare
|
|
Sitede bir adam ortaya çıktı.
|
|
|
A policeman came up to him. inizia ad imparare
|
|
Bir polis ona doğru geldi.
|
|
|
A student wants to see you. inizia ad imparare
|
|
Bir öğrenci sizi görmek istiyor.
|
|
|
Add a bit of sugar, please. inizia ad imparare
|
|
Lütfen biraz şeker ilave edin.
|
|
|
After a storm comes a calm. inizia ad imparare
|
|
Her yokuşun bir inişi vardır.
|
|
|
Akira can play tennis well. inizia ad imparare
|
|
Akira tenisi iyi oynayabilir.
|
|
|
Alice rushed into her room. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
All is well that ends well. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
All of the dogs were alive. inizia ad imparare
|
|
Bütün köpekler hayattaydı.
|
|
|
All of you have to read it. inizia ad imparare
|
|
Hepiniz onu okumak zorundasınız.
|
|
|
All right. Please order it. inizia ad imparare
|
|
Anlaşıldı. Lütfen onu ısmarla.
|
|
|
All students like holidays. inizia ad imparare
|
|
Bütün öğrenciler tatilleri severler.
|
|
|
All the seats are occupied. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
All's fair in love and war. inizia ad imparare
|
|
Aşkta ve savaşta herşey adildir.
|
|
|
Almost no one believed her. inizia ad imparare
|
|
Neredeyse kimse ona inanmıyordu.
|
|
|
Almost no one believed him. inizia ad imparare
|
|
Neredeyse kimse ona inanmadı.
|
|
|
America was at war in 1864. inizia ad imparare
|
|
Amerika, 1864 yılında savaştaydı.
|
|
|
An apple fell off the tree. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Ann plays tennis very well. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Anybody can make a mistake. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Are you a Japanese citizen? inizia ad imparare
|
|
Bir Japon vatandaşı mısınız?
|
|
|
Are you a Japanese student? inizia ad imparare
|
|
Sen bir Japon öğrencisi misin?
|
|
|
Are you a Japanese student? inizia ad imparare
|
|
Siz bir Japon öğrencisi misiniz?
|
|
|
Are you afraid of the dark? inizia ad imparare
|
|
Karanlıktan korkar mısın?
|
|
|
Are you American or French? inizia ad imparare
|
|
Sen Amerikalı mı yoksa Fransız mısın?
|
|
|
Are you going to sing here? inizia ad imparare
|
|
Burada şarkı söyleyecek misin?
|
|
|
Are you going to stay long? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Are you having a good time? inizia ad imparare
|
|
İyi vakit geçiriyor musunuz?
|
|
|
Are you old enough to vote? inizia ad imparare
|
|
Oy kullanmak için yeterince yaşlı mısın?
|
|
|
Are you ready for the trip? inizia ad imparare
|
|
Yolculuk için hazır mısınız?
|
|
|
Are you ready to order now? inizia ad imparare
|
|
Şu anda sipariş vermeye hazır mısınız?
|
|
|
Are you sure of your facts? inizia ad imparare
|
|
Gerçeklerinden emin misin?
|
|
|
Aren't you being very rude? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Around here, everyone skis. inizia ad imparare
|
|
Burada, herkes kayak yapmaya gider.
|
|
|
Ask him the way to station. inizia ad imparare
|
|
Ona istasyona giden yolu sor.
|
|
|
At first, Meg was homesick. inizia ad imparare
|
|
İlk başta, Meg vatan hasreti çekti.
|
|
|
Banks open at nine o'clock. inizia ad imparare
|
|
Bankalar dokuzda açarlar.
|
|
|
Basketball is a lot of fun. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Beef is expensive nowadays. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Betty is a dancing teacher. inizia ad imparare
|
|
Betty bir dans öğretmeni.
|
|
|
Beware of pickpockets here. inizia ad imparare
|
|
Burada yankesicilere dikkat edin.
|
|
|
Bill is not as tall as Bob. inizia ad imparare
|
|
Bill Bob kadar uzun değil.
|
|
|
Bill missed the first ball. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Bill was killed with a gun. inizia ad imparare
|
|
Bill, bir tabanca ile öldürüldü.
|
|
|
Blotting paper absorbs ink. inizia ad imparare
|
|
Kurutma kağıdı mürekkebi emer.
|
|
|
Both buildings burned down. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Both of them are very cute. inizia ad imparare
|
|
Onların her ikisi de sevimli
|
|
|
Boys, don't make any noise. inizia ad imparare
|
|
Çocuklar, hiç gürültü yapmayın?
|
|
|
Breast cancer is a disease. inizia ad imparare
|
|
Meme kanseri bir hastalıktır.
|
|
|
Bring a couple more chairs. inizia ad imparare
|
|
Bir çift sandalye daha getir.
|
|
|
Bring me a bucket of water. inizia ad imparare
|
|
Bana bir kova su getirin.
|
|
|
Call the doctor right away. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Can I borrow your scissors? inizia ad imparare
|
|
Makasını ödünç alabilir miyim?
|
|
|
Can I borrow your umbrella? inizia ad imparare
|
|
Şemsiyeni ödünç alabilir miyim.
|
|
|
May I have a talk with you? inizia ad imparare
|
|
Seninle konuşabilir miyim?
|
|
|
Can I stop over in Chicago? inizia ad imparare
|
|
Şikago'da mola verebilir miyim?
|
|
|
Can she endure a long trip? inizia ad imparare
|
|
O, uzun bir yolculuğa dayanabilir mi?
|
|
|
Can you answer this riddle? inizia ad imparare
|
|
Bu bilmeceyi cevaplayabilir misin?
|
|
|
Can you dance the two-step? inizia ad imparare
|
|
İki-adım dansını yapabilir misin?
|
|
|
Can you find your way home? inizia ad imparare
|
|
Eve giden yolu bulabilir misin?
|
|
|
Can you give him first aid? inizia ad imparare
|
|
Ona ilk yardımda bulunabilir misiniz?
|
|
|
Could you give me a discount? inizia ad imparare
|
|
Bana bir indirim yapar mısın?
|
|
|
Can you give me the recipe? inizia ad imparare
|
|
Bana tarifi verebilir misiniz?
|
|
|
Can you lend me 10,000 yen? inizia ad imparare
|
|
Bana 10,000 yen ödünç verebilir misin?
|
|
|
Would you lend me some money? inizia ad imparare
|
|
Bana biraz ödünç para verir misin?
|
|
|
Can you measure the length? inizia ad imparare
|
|
Uzunluğu ölçebilir misin?
|
|
|
Can you see the difference? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Can you weigh this, please? inizia ad imparare
|
|
Lütfen bunu tartabilir misiniz?
|
|
|
Cats are related to tigers. inizia ad imparare
|
|
Kediler kaplanlarla akrabadırlar.
|
|
|
Cats don't like to get wet. inizia ad imparare
|
|
Kediler ıslanmaktan hoşlanmazlar.
|
|
|
Charles Guiteau was insane. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Check your answer with his. inizia ad imparare
|
|
Cevabını onunki ile karşılaştır.
|
|
|
Christmas is December 25th. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Circumstances have changed. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Classes begin next Tuesday. inizia ad imparare
|
|
Dersler gelecek salı başlar.
|
|
|
Close the window, will you? inizia ad imparare
|
|
Pencereyi kapatın, olur mu?
|
|
|
Come into the room at once. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Come over here and join us. inizia ad imparare
|
|
Buraya gel ve bize katıl.
|
|
|
Come see me again tomorrow. inizia ad imparare
|
|
Yarın beni tekrar görmeye gel.
|
|
|
Could I ask a favor of you? inizia ad imparare
|
|
Sizden bir iyilik isteyebilir miyim?
|
|
|
Could I get your autograph? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Could I have a screwdriver? inizia ad imparare
|
|
Bir tornavida alabilir miyim?
|
|
|
Could I have some more tea? inizia ad imparare
|
|
Biraz daha çay alabilir miyim?
|
|
|
Could I make a reservation? inizia ad imparare
|
|
Bir rezervasyon yaptırabilir miyim?
|
|
|
Could you give this to Tom? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Could you keep this for me? inizia ad imparare
|
|
Buna benim için bakar mısın?
|
|
|
Could you lend me the book? inizia ad imparare
|
|
Bana kitabı ödünç verir misiniz?
|
|
|
Could you show me this bag? inizia ad imparare
|
|
Bana bu çantayı gösterir misin?
|
|
|
Count from 10 down to zero. inizia ad imparare
|
|
Ondan sıfıra kadar geri say.
|
|
|
Did he tell you what to do? inizia ad imparare
|
|
O sana ne yapacağını söyledi mi.
|
|
|
Did she come here to relax? inizia ad imparare
|
|
O dinlenmek için mi buraya geldi?
|
|
|
Did Tom used to play hooky? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Did you buy a nice bicycle? inizia ad imparare
|
|
Güzel bir bisiklet aldın mı?
|
|
|
Did you call me up last night? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Did you enjoy your holiday? inizia ad imparare
|
|
Tatilin tadını çıkardın mı?
|
|
|
Did you forget to buy eggs? inizia ad imparare
|
|
Yumurtaları satın almayı unuttun mu?
|
|
|
Did you go to see a doctor? inizia ad imparare
|
|
Bir doktorla görüşecek misin?
|
|
|
Did you have a nice summer? inizia ad imparare
|
|
Güzel bir yaz geçirdin mi?
|
|
|
Did you receive the letter? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Did you request a new desk? inizia ad imparare
|
|
Yeni bir masa istediniz mi?
|
|
|
Did you want anything else? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Did you watch TV yesterday? inizia ad imparare
|
|
Dün televizyon izledin mi?
|
|
|
Did your mother make those? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Didn't you see the musical? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Do I have to change trains? inizia ad imparare
|
|
Trenleri değiştirmek zorunda mıyım?
|
|
|
Do whatever you think is right. inizia ad imparare
|
|
Doğru olduğunu düşündüğün şeyi yap.
|
|
|
Do you accept credit cards? inizia ad imparare
|
|
Kredi kartlarını kabul ediyor musunuz?
|
|
|
Do you accept credit cards? inizia ad imparare
|
|
Kredi kartları kabul ediyor musunuz?
|
|
|
Do you belong to any clubs? inizia ad imparare
|
|
Herhangi bir kulübe üyemisin?
|
|
|
Do you charge for delivery? inizia ad imparare
|
|
Teslimat için bir ücret alıyor musunuz?
|
|
|
Do you go to school by bus? inizia ad imparare
|
|
Okula otobüsle gidiyor musunuz?
|
|
|
Do you have a cheaper room? inizia ad imparare
|
|
Daha ucuz bir odanız var mı?
|
|
|
Do you have a smaller size? inizia ad imparare
|
|
Daha küçük bir boyutu olan var mı?
|
|
|
Do you have an appointment? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Do you have any complaints? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Do you have any light beer? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Do you have much snow here? inizia ad imparare
|
|
Burada çok fazla kar var mı?
|
|
|
Do you have to make dinner? inizia ad imparare
|
|
Akşam yemeği hazırlamak zorunda mısın?
|
|
|
Do you hear from her often? inizia ad imparare
|
|
Ondan sık sık haber alır mısın?
|
|
|
Do you know what day it is? inizia ad imparare
|
|
Bugün hangi gün olduğunu biliyor musun?
|
|
|
Do you know where he lives? inizia ad imparare
|
|
Onun nerede yaşadığını biliyor musun?
|
|
|
Do you like Mozart's music? inizia ad imparare
|
|
Mozart'ın müziğini sever misiniz?
|
|
|
Do you like playing sports? inizia ad imparare
|
|
Spor yapmayı sever misiniz?
|
|
|
Do you often hear from him? inizia ad imparare
|
|
Ondan sık sık haber alıyor musun?
|
|
|
Do you plan to go overseas? inizia ad imparare
|
|
Yurtdışına gitmeyi düşünüyor musunuz?
|
|
|
Do you talk to your plants? inizia ad imparare
|
|
Bitkilerinle konuşur musun?
|
|
|
Do you think fish can hear? inizia ad imparare
|
|
Balığın duyabileceğini düşünüyor musun?
|
|
|
Do you think I'm beautiful? inizia ad imparare
|
|
Benim güzel olduğumu düşünüyor musunuz?
|
|
|
Do you think I'm beautiful? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Do you think it's my fault? inizia ad imparare
|
|
Onun benim hatam olduğunu düşünüyor musunuz?
|
|
|
Do you think it's my fault? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Do you think Tom is guilty? inizia ad imparare
|
|
Tom'un suçlu olduğunu düşünüyor musun?
|
|
|
Doctors removed the bullet. inizia ad imparare
|
|
Doktorlar kurşunu çıkardılar.
|
|
|
Does it hurt when you chew? inizia ad imparare
|
|
Çiğnerken dişin ağrıyor mu?
|
|
|
Does she work in this city? inizia ad imparare
|
|
O, bu şehirde çalışıyor mu?
|
|
|
Does Tom have a girlfriend? inizia ad imparare
|
|
Tom'un bir kız arkadaşı var mı?
|
|
|
Don't believe what she says. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Don't buy things on credit. inizia ad imparare
|
|
Eşyaları kredili almayın.
|
|
|
Don't cut down those trees. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Don't fail to call me back. inizia ad imparare
|
|
Beni tekrar aramayı unutma.
|
|
|
Don't judge by appearances. inizia ad imparare
|
|
Görünüşe göre yargılamayın.
|
|
|
Don't lose sleep over that. inizia ad imparare
|
|
Onunla ilgili uykunu kaçırma.
|
|
|
Don't make fun of children. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Don't meddle in my affairs. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Don't pay attention to him. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Don't pick on younger kids. inizia ad imparare
|
|
Daha genç çocuklarla uğraşmayın.
|
|
|
Don't point your gun at me. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Don't sit down on the sofa. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Don't spend too much money. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Don't worry about the past. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Dreams sometimes come true. inizia ad imparare
|
|
Rüyalar bazen gerçek olur.
|
|
|
Drive with the utmost care. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Dry your face with a towel. inizia ad imparare
|
|
Yüzünüzü bir havlu ile kurulayın.
|
|
|
Each of them has a bicycle. inizia ad imparare
|
|
Onların her birinin bir bisikleti var.
|
|
|
Eat whatever food you like. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Eat whichever one you like. inizia ad imparare
|
|
Hoşlandığın herhangi birini ye.
|
|
|
Eggs are sold by the dozen. inizia ad imparare
|
|
Yumurtalar düzine ile satılırlar.
|
|
|
Electricity is very useful. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
English is not easy for me. inizia ad imparare
|
|
İngilizce benim için kolay değil.
|
|
|
English is not easy for us. inizia ad imparare
|
|
İngilizce bizim için kolay değildir.
|
|
|
Eric is on our soccer team. inizia ad imparare
|
|
Eric bizim futbol takımında.
|
|
|
Even a child can answer it. inizia ad imparare
|
|
Bir çocuk bile ona cevap verebilir.
|
|
|
Even a child can read this. inizia ad imparare
|
|
Bir çocuk bile bunu okuyabilir.
|
|
|
Everyone but Tom was there. inizia ad imparare
|
|
Tom hariç herkes oradaydı.
|
|
|
Everyone except me knew it. inizia ad imparare
|
|
Ben hariç herkes onu biliyordu.
|
|
|
Excuse me, but I feel sick. inizia ad imparare
|
|
Affedersiniz, ama hasta hissediyorum.
|
|
|
Few students knew his name. inizia ad imparare
|
|
Birkaç öğrenci onun adını biliyordu.
|
|
|
Few visitors could see him. inizia ad imparare
|
|
Az sayıda ziyaretçi onu görebildi.
|
|
|
Fill out this form, please. inizia ad imparare
|
|
Bu formu doldurunuz, lütfen.
|
|
|
Fill the bottle with water. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Fill the bucket with water. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Five colonists were killed. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Flour is sold by the pound. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Food is necessary for life. inizia ad imparare
|
|
Yiyecek yaşam için gereklidir.
|
|
|
Fortunately, I was on time. inizia ad imparare
|
|
Neyseki, zamanında oradaydım.
|
|
|
French is spoken in France. inizia ad imparare
|
|
Fransızca Fransa'da konuşulur.
|
|
|
Friends do things together. inizia ad imparare
|
|
Arkadaşlar şeyleri birlikte yaparlar.
|
|
|
Frogs are afraid of snakes. inizia ad imparare
|
|
Kurbağalar yılanlardan korkarlar.
|
|
|
George works on a big farm. inizia ad imparare
|
|
George büyük bir çiftlikte çalışır.
|
|
|
Get this stuff out of here. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Get up as early as you can. inizia ad imparare
|
|
Kalkabildiğin kadar erken kalk.
|
|
|
Give it to anyone you like. inizia ad imparare
|
|
Onu istediğin birine ver.
|
|
|
Give me $1.00 back, please. inizia ad imparare
|
|
Bana bir dolar geri verin, lütfen.
|
|
|
Give me a light, would you? inizia ad imparare
|
|
Bana bir ışık ver, lütfen.
|
|
|
Give me another cup of tea. inizia ad imparare
|
|
Bana bir fincan daha çay verin.
|
|
|
Give me some water, please. inizia ad imparare
|
|
Lütfen bana biraz su ver.
|
|
|
Give me something to drink. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Give my shoes a good shine. inizia ad imparare
|
|
Ayakkabılarımı iyice parlat.
|
|
|
Give my thanks to your son. inizia ad imparare
|
|
Oğlunuza teşekkürlerimi iletin.
|
|
|
Giving up isn't the answer. inizia ad imparare
|
|
Vazgeçmek cevap değildir.
|
|
|
Hamilton died the next day. inizia ad imparare
|
|
Hamilton ertesi gün öldü.
|
|
|
Hang your coat on the hook. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Have a little of this cake. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Have you ever been to Guam? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Have you ever been to Kobe? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Have you ever been to Nara? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Have you ever eaten turkey? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Have you ever heard of him? inizia ad imparare
|
|
Ondan hiç haber aldın mı?
|
|
|
Have you ever seen a panda? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Have you ever seen a whale? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Have you ever seen it hail? inizia ad imparare
|
|
Hiç dolu yağdığını gördün mü?
|
|
|
Have you ever visited Rome? inizia ad imparare
|
|
Roma'yı hiç ziyaret ettin mi?
|
|
|
Have you finished dressing? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Have you finished ordering? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Have you read the book yet? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Have you read this article? inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He accepted the nomination. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He advised me not to smoke. inizia ad imparare
|
|
O, bana sigara içmememi tavsiye etti.
|
|
|
He also needs many workers. inizia ad imparare
|
|
Onun ayrıca çok sayıda işçiye ihtiyacı var.
|
|
|
He appealed to us for help. inizia ad imparare
|
|
O yardım için bize başvurdu.
|
|
|
He appeared in many movies. inizia ad imparare
|
|
O, pek çok filmde göründü.
|
|
|
He asked me for some money. inizia ad imparare
|
|
O benden biraz para istedi.
|
|
|
He asked us what we wanted. inizia ad imparare
|
|
O bize ne istediğimizi sordu.
|
|
|
He ate a box of chocolates. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He became a great musician. inizia ad imparare
|
|
O büyük bir müzisyen oldu.
|
|
|
He became a nice young man. inizia ad imparare
|
|
O, tatlı genç bir adam oldu.
|
|
|
He began to look for a job. inizia ad imparare
|
|
O bir iş aramaya başladı.
|
|
|
He began to whistle a tune. inizia ad imparare
|
|
O, bir melodiyi ıslıkla çalmaya başladı.
|
|
|
He believes whatever I say. inizia ad imparare
|
|
O, söylediğim her şeye inanır.
|
|
|
He bought his son a camera. inizia ad imparare
|
|
O, oğluna bir kamera satın aldı.
|
|
|
He bought me a nice camera. inizia ad imparare
|
|
O bana hoş bir kamera aldı.
|
|
|
He brought his lunch today. inizia ad imparare
|
|
Bugün öğle yemeğini getirdi.
|
|
|
He built forty-eight forts. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He calculated the expenses. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He came again after a week. inizia ad imparare
|
|
Bir haftadan sonra o geri geldi.
|
|
|
He came from the Northeast. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He can handle English well. inizia ad imparare
|
|
O, İngilizcenin üstesinden iyi gelir.
|
|
|
He can read English easily. inizia ad imparare
|
|
O kolayca İngilizce okuyabilir.
|
|
|
He can't swim like she can. inizia ad imparare
|
|
O, onun yüzebildiği gibi yüzemez.
|
|
|
He carved designs in ivory. inizia ad imparare
|
|
O, fildişi tasarımlar oydu.
|
|
|
He carved me a wooden doll. inizia ad imparare
|
|
Bana tahtadan bir oyuncak bebek oydu.
|
|
|
He comes here once a month. inizia ad imparare
|
|
O ayda bir kez buraya gelir.
|
|
|
He comes here twice a week. inizia ad imparare
|
|
O, haftada iki kez buraya gelir.
|
|
|
He comes round once a week. inizia ad imparare
|
|
O, haftada bir kez uğrar.
|
|
|
He could get no more money. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He could not go to college. inizia ad imparare
|
|
O, üniversiteye gidemedi.
|
|
|
He cut off a slice of meat. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He dashed out of the store. inizia ad imparare
|
|
O, dükkandan dışarı fırladı.
|
|
|
He decided to go to France. inizia ad imparare
|
|
Fransa'ya gitmeye karar verdi.
|
|
|
She decided to have the operation. inizia ad imparare
|
|
Ameliyat edilmeye karar verdi.
|
|
|
He decided to quit smoking. inizia ad imparare
|
|
Sigarayı bırakmaya karar verdi.
|
|
|
He decided to sell the car. inizia ad imparare
|
|
Arabayı satmaya karar verdi.
|
|
|
He decided to study harder. inizia ad imparare
|
|
O daha çok çalışmaya karar verdi.
|
|
|
He deserves the punishment. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He did his best to the end. inizia ad imparare
|
|
O sonuna kadar elinden geleni yaptı.
|
|
|
He did not put up his hand. inizia ad imparare
|
|
O, elini havaya kaldırmadı.
|
|
|
He did the work on his own. inizia ad imparare
|
|
O, işi kendi başına yaptı.
|
|
|
He did well for a beginner. inizia ad imparare
|
|
O, bir acemi için iyi yaptı.
|
|
|
He didn't do it on purpose. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He didn't give up the plan. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He didn't mean to hurt you. inizia ad imparare
|
|
O seni incitmek istemiyordu.
|
|
|
He died an unnatural death. inizia ad imparare
|
|
O doğal olmayan bir ölümle öldü.
|
|
|
He does not live in Sendai. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He doesn't read many books. inizia ad imparare
|
|
O, çok sayıda kitap okumaz.
|
|
|
He doesn't watch television at all. inizia ad imparare
|
|
O, hiç televizyon izlemez.
|
|
|
He drank a shot of whiskey. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He drove down to the hotel. inizia ad imparare
|
|
O, araba ile otele doğru gitti.
|
|
|
He enjoys eating ice cream. inizia ad imparare
|
|
O dondurma yemekten hoşlanır.
|
|
|
He failed to take the exam. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He failed to wake Harry up. inizia ad imparare
|
|
O Harry'yi kaldırmada başarısız oldu.
|
|
|
He fell asleep immediately. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He felt a pain in his back. inizia ad imparare
|
|
O, sırtında bir ağrı hissetti.
|
|
|
He felt utterly humiliated. inizia ad imparare
|
|
O, tamamen aşağılanmış hissetti.
|
|
|
He forgot to lock the door. inizia ad imparare
|
|
O, kapıyı kilitlemeyi unuttu.
|
|
|
He gave away all his money. inizia ad imparare
|
|
O, tüm parasını bağışladı.
|
|
|
He gave her a nice present. inizia ad imparare
|
|
Ona güzel bir hediye verdi.
|
|
|
He gave her her first kiss. inizia ad imparare
|
|
O ona ilk öpücüğünü verdi.
|
|
|
He glanced at her name tag. inizia ad imparare
|
|
O, onun yaka kartına baktı.
|
|
|
He got a nice job recently. inizia ad imparare
|
|
O son zamanlarda hoş bir iş buldu.
|
|
|
He got home at seven sharp. inizia ad imparare
|
|
O, saat tam yedide eve geldi.
|
|
|
He got ready for departure. inizia ad imparare
|
|
O, kalkış için hazırlandı.
|
|
|
He got the car for nothing. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He got the lady some water. inizia ad imparare
|
|
O, bayana bir bardak su getirdi.
|
|
|
He got to London yesterday. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He got up at five as usual. inizia ad imparare
|
|
O, her zamanki gibi saat beşte kalktı.
|
|
|
He greeted me with a smile. inizia ad imparare
|
|
O bir tebessümle beni selamladı.
|
|
|
She greeted me with a smile. inizia ad imparare
|
|
O, beni tebessümle selamladı.
|
|
|
He grew a variety of crops. inizia ad imparare
|
|
O, çeşitli ekinler büyüttü.
|
|
|
He had a bitter experience. inizia ad imparare
|
|
Onun acı bir deneyimi oldu.
|
|
|
He had a lot of work to do. inizia ad imparare
|
|
Onun yapacak çok işi vardı.
|
|
|
He had an accident at work. inizia ad imparare
|
|
O iş yerinde bir kaza geçirdi.
|
|
|
He had breakfast all alone. inizia ad imparare
|
|
O yalnız başına kahvaltı yaptı.
|
|
|
He had long hair last year. inizia ad imparare
|
|
Geçen yıl o uzun saça sahipti.
|
|
|
He had no house to live in. inizia ad imparare
|
|
Onun yaşamak için bir evi yoktu.
|
|
|
He had the room to himself. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He had to find another way. inizia ad imparare
|
|
O, başka bir yol bulmak zorundaydı.
|
|
|
He has a family to support. inizia ad imparare
|
|
Onun destekleyecek bir ailesi var.
|
|
|
He has a lot of confidence. inizia ad imparare
|
|
Onun oldukça fazla kendine güveni var.
|
|
|
He has already gone to bed. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He has an eye for antiques. inizia ad imparare
|
|
Onun antikalarda gözü var.
|
|
|
He has an interesting book. inizia ad imparare
|
|
Onun ilginç bir kitabı var.
|
|
|
He has any number of books. inizia ad imparare
|
|
Onun çok sayıda kitabı vardır.
|
|
|
He has been busy this week. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He has been gaining weight. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He has been to many places. inizia ad imparare
|
|
O birçok yerde bulunmuştur.
|
|
|
He has begun on a new book. inizia ad imparare
|
|
O, yeni bir kitap üzerinde başladı.
|
|
|
He has gone out for a walk. inizia ad imparare
|
|
O bir yürüyüş için dışarı çıktı.
|
|
|
He has gone to Switzerland. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He has her under his thumb. inizia ad imparare
|
|
O, onun kontrolü altında.
|
|
|
He has no redeeming traits. inizia ad imparare
|
|
Onun kurtarıcı özelliği yok.
|
|
|
He has no room to study in. inizia ad imparare
|
|
Onun çalışacak bir yeri yok.
|
|
|
He has quite a few friends. inizia ad imparare
|
|
Onun pek çok arkadaşı var.
|
|
|
He has quite a few records. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He has set off for America. inizia ad imparare
|
|
O, Amerika'ya yola çıktı.
|
|
|
He has three older sisters. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He has to repair the clock. inizia ad imparare
|
|
O, saati onarmak zorundadır.
|
|
|
He has too many wild ideas. inizia ad imparare
|
|
Onun pek çok vahşi fikirleri vardır.
|
|
|
He hates cleaning his room. inizia ad imparare
|
|
O, odasını temizlemekten nefret ediyor.
|
|
|
He held a pen in his hands. inizia ad imparare
|
|
O, elinde bir kalem tutuyor.
|
|
|
He held out his hand to me. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He hit a ball with the bat. inizia ad imparare
|
|
O, beyzbol sopasıyla topa vurdu.
|
|
|
He hung his coat on a hook. inizia ad imparare
|
|
O, ceketini bir askıya astı.
|
|
|
He invited me to his house. inizia ad imparare
|
|
O, beni evine davet etti.
|
|
|
He invited me to the party. inizia ad imparare
|
|
O beni partiye davet etti.
|
|
|
He is a cheerful young man. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He is a considerate father. inizia ad imparare
|
|
O, düşünceli bir babadır.
|
|
|
He is a good husband to me. inizia ad imparare
|
|
O bana karşı iyi bir koca.
|
|
|
He is a good tennis player. inizia ad imparare
|
|
O iyi bir tenis oyuncusu.
|
|
|
He is a handsome young man. inizia ad imparare
|
|
O, yakışıklı bir genç adamdır.
|
|
|
He is a jack-of-all-trades. inizia ad imparare
|
|
O, on parmağında on marifet olan bir kimsedir.
|
|
|
He is a really good worker. inizia ad imparare
|
|
O, gerçekten iyi bir işçidir.
|
|
|
He is a teacher of English. inizia ad imparare
|
|
O bir İngilizce öğretmenidir.
|
|
|
He is a very decent fellow. inizia ad imparare
|
|
O, çok hoşgörülü bir adamdır.
|
|
|
He is absorbed in his work. inizia ad imparare
|
|
O tüm dikkatini işine vermiş.
|
|
|
He is afraid of his father. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He is always full of ideas. inizia ad imparare
|
|
O, her zaman fikirlerle dolu.
|
|
|
He is always up to no good. inizia ad imparare
|
|
O, her zaman bir fırıldak çevirir.
|
|
|
He is an expert at fishing. inizia ad imparare
|
|
O, balık tutmada uzmandır.
|
|
|
He is as talkative as ever. inizia ad imparare
|
|
O, her zamanki kadar geveze.
|
|
|
He is as tall as my father. inizia ad imparare
|
|
O, benim babam kadar uzundur.
|
|
|
He is careless about money. inizia ad imparare
|
|
O, para hakkında dikkatsiz.
|
|
|
He is crazy about baseball. inizia ad imparare
|
|
O beyzbolu çok fazla seviyor.
|
|
|
He is doing fine in school. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He is eager to go to China. inizia ad imparare
|
|
O, Çin'e gitmek için istekli.
|
|
|
He is employed on the farm. inizia ad imparare
|
|
Ona çiftlikte iş verilmektedir.
|
|
|
He is far from being happy. inizia ad imparare
|
|
O, mutlu olmaktan uzaktır.
|
|
|
He is going to the concert. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He is good at flying kites. inizia ad imparare
|
|
O, uçurtmaları uçurmada iyidir.
|
|
|
He is good at fund raising. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He is hunted by the police. inizia ad imparare
|
|
O, polis tarafından avlandı.
|
|
|
He is looking forward to seeing you. inizia ad imparare
|
|
O seni görmek için sabırsızlanıyor.
|
|
|
He is in front of the door. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He is in the prime of life. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He is just an ordinary man. inizia ad imparare
|
|
O sadece sıradan bir insan.
|
|
|
He is like a brother to me. inizia ad imparare
|
|
O, benim için bir kardeş gibidir.
|
|
|
He is mentally handicapped. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He is not guilty of murder. inizia ad imparare
|
|
O, cinayetten suçlu değildir.
|
|
|
He is now staying in Paris. inizia ad imparare
|
|
O, şimdi Paris'te kalıyor.
|
|
|
He is really in good shape. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He is said to be very poor. inizia ad imparare
|
|
Onun çok fakir söyleniliyor.
|
|
|
He is standing on the hill. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He is still full of energy. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He is studying agriculture. inizia ad imparare
|
|
O, tarım eğitimi görmektedir.
|
|
|
He is studying at his desk. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He is sure to win the game. inizia ad imparare
|
|
O, oyunu kazanacağından emin.
|
|
|
He is swimming in the pool. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He is the talk of the town. inizia ad imparare
|
|
O, kasabanın gündemindedir.
|
|
|
He is too proud to give up. inizia ad imparare
|
|
O vazgeçemeyecek kadar çok gururludur.
|
|
|
He is very a dangerous man. inizia ad imparare
|
|
O, çok tehlikeli bir adam.
|
|
|
He is very friendly to her. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He is wanted by the police. inizia ad imparare
|
|
O, polis tarafından aranıyor.
|
|
|
He isn't able to buy a car. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He joined the English club. inizia ad imparare
|
|
O, İngilizce kulübüne katıldı.
|
|
|
He kept silent for a while. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He kept silent for a while. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
She kissed him on the cheek. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He knows Mr. Davidson well. inizia ad imparare
|
|
O, Bay Davidson'u iyi tanır.
|
|
|
He leaned against the wall. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He leaves for Tokyo at ten. inizia ad imparare
|
|
O saat onda Tokyo'ya hareket eder.
|
|
|
He left after he had lunch. inizia ad imparare
|
|
Öğle yemeği yedikten sonra gitti.
|
|
|
He left for America by air. inizia ad imparare
|
|
O hava yoluyla Amerikaya gitti.
|
|
|
He let me stay for a night. inizia ad imparare
|
|
O, benim bir gece kalmama izin verdi.
|
|
|
He likes English very much. inizia ad imparare
|
|
O, İngilizceyi çok seviyor.
|
|
|
He likes jazz, and so do I. inizia ad imparare
|
|
O jazz sever, ve ben de öyle.
|
|
|
He lived in a town near by. inizia ad imparare
|
|
O yakındaki bir kasabada yaşıyordu.
|
|
|
He lived next to his uncle. inizia ad imparare
|
|
O amcasına bitişik yaşadı.
|
|
|
He lived to a ripe old age. inizia ad imparare
|
|
Olgun bir yaşa kadar yaşadı.
|
|
|
He looks as if he were ill. inizia ad imparare
|
|
O hastaymış gibi görünüyor.
|
|
|
He looks like your brother. inizia ad imparare
|
|
O, erkek kardeşine benziyor.
|
|
|
She looks young for her age. inizia ad imparare
|
|
O, yaşına göre genç görünüyor.
|
|
|
He loses his temper easily. inizia ad imparare
|
|
O kolayca kontrolünü kaybeder.
|
|
|
He lost his temper with me. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He made a journey to Paris. inizia ad imparare
|
|
O, Paris'e bir yolculuk yaptı.
|
|
|
He made her clean the room. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He made me a box yesterday. inizia ad imparare
|
|
O bana dün bir kutu yaptı.
|
|
|
He made me happy yesterday. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He made the children laugh. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He made up for the deficit. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He made up the whole story. inizia ad imparare
|
|
O, bütün hikayeyi uydurdu.
|
|
|
He married a Canadian girl. inizia ad imparare
|
|
O, Kanadalı bir kızla evlendi.
|
|
|
He may come, or he may not. inizia ad imparare
|
|
O gelebilir yada gelmeyebilir.
|
|
|
He may have left for Kyoto. inizia ad imparare
|
|
O, Kyotoya hareket etmiş olabilir.
|
|
|
He may have missed the bus. inizia ad imparare
|
|
O, otobüsü kaçırmış olabilir.
|
|
|
He might have lost his way. inizia ad imparare
|
|
O, yolunu kaybetmiş olabilir.
|
|
|
He motioned me to stand up. inizia ad imparare
|
|
O, ayağa kalkmam için eli ile işaret etti.
|
|
|
He occasionally visited me. inizia ad imparare
|
|
O, zaman zaman beni ziyaret etti.
|
|
|
He played golf last Sunday. inizia ad imparare
|
|
O, geçen Pazar günü golf oynadı.
|
|
|
He played tennis yesterday. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He plays golf every Sunday. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He pressed the brake pedal. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He proofread my manuscript. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He provided them with food. inizia ad imparare
|
|
O, onlara yiyecek sağladı.
|
|
|
He put live bait on a hook. inizia ad imparare
|
|
O, oltaya canlı yem taktı.
|
|
|
He put the key in the lock. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He ran as fast as he could. inizia ad imparare
|
|
O elinden geldiğince hızlı koştu.
|
|
|
He ran away with the money. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He reads a novel every day. inizia ad imparare
|
|
O, her gün bir roman okur.
|
|
|
He refuses to listen to me. inizia ad imparare
|
|
O, beni dinlemeyi reddediyor.
|
|
|
He said he could swim well. inizia ad imparare
|
|
O iyi yüzebileceğini söyledi.
|
|
|
He said that he was hungry. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He saved a hundred dollars. inizia ad imparare
|
|
O, yüz dolar tasarruf yaptı.
|
|
|
He saw a dog near the door. inizia ad imparare
|
|
O, kapının yanında bir köpek gördü.
|
|
|
He saw the picture clearly. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He seemed to have been ill. inizia ad imparare
|
|
O, hasta olmuş görünüyordu.
|
|
|
He seems to be very sleepy. inizia ad imparare
|
|
O, çok uykulu gibi görünüyor.
|
|
|
He seems to have been rich. inizia ad imparare
|
|
O zengin olmuş gibi görünüyor.
|
|
|
He sent me a birthday card. inizia ad imparare
|
|
O bana bir doğum günü kartı gönderdi.
|
|
|
He should be put in prison. inizia ad imparare
|
|
O ceza evine konulmalıdır.
|
|
|
He showed us some pictures. inizia ad imparare
|
|
Bize birkaç resim gösterdi.
|
|
|
He slipped and nearly fell. inizia ad imparare
|
|
O kaydı ve neredeyse düşecekti.
|
|
|
She smiled and said goodbye. inizia ad imparare
|
|
O, gülümsedi ve hoşçakal dedi.
|
|
|
He solved all the problems. inizia ad imparare
|
|
O bütün problemleri çözdü.
|
|
|
He speaks English a little. inizia ad imparare
|
|
O, biraz İngilizce konuşur.
|
|
|
He speaks English fluently. inizia ad imparare
|
|
O, akıcı bir şekilde İngilizce konuşuyor.
|
|
|
He started washing his car. inizia ad imparare
|
|
O, arabasını yıkamaya başladı.
|
|
|
He stayed here for a while. inizia ad imparare
|
|
O, bir süre burada kaldı.
|
|
|
He stays in touch with her. inizia ad imparare
|
|
O, onunla temasını sürdürdü.
|
|
|
He stood there for a while. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He stopped talking to them. inizia ad imparare
|
|
O, onlarla konuşmayı kesti.
|
|
|
He stopped to talk to them. inizia ad imparare
|
|
O onlarla konuşmak için durdu.
|
|
|
He studied English history. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He succeeded to his estate. inizia ad imparare
|
|
O, mülküne varis olarak sahip oldu.
|
|
|
He told me all the details. inizia ad imparare
|
|
O, bana tüm detayları anlattı.
|
|
|
He told me to wash my face. inizia ad imparare
|
|
O, bana yüzümü yıkamamı söyledi.
|
|
|
He told me when to say yes. inizia ad imparare
|
|
O, bana ne zaman evet diyeceğimi öğretti.
|
|
|
He told us to come on time. inizia ad imparare
|
|
Zamanında gelmemizi söyledi.
|
|
|
He took us back in his car. inizia ad imparare
|
|
O bizi arabasına geri aldı.
|
|
|
He turned pale with fright. inizia ad imparare
|
|
Onun korkudan benzi attı.
|
|
|
He turned up an hour later. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He understands the problem. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
He used me as a guinea pig. inizia ad imparare
|
|
O beni bir kobay gibi kullandı.
|
|
|
He used to go out at night. inizia ad imparare
|
|
|
|
|