1. kontrol
Dün gece kontrolümü kaybettiğim için üzgünüm.
Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır.
Kontrol edin.
Polis kalabalığı kontrol edemedi.
Bütün kapıların güvenli bir şekilde kapatılıp kapatılmadığını kontrol etti.
O, bir kalite kontrol yaptı.
2. çıkış yapmak
3. test
Onun test sürüşünü geçmesi herkesi şaşırttı.
İngilizce test için hazırlanmak zorundayım.
İyi zamanlama. Ben seni yeni modelin test sürüşüne alacağım.
4. muayene etmek
5. sınav
Yarınki sınav için çalışıyor olmalıyım.
Sınav kağıtların Pazartesiye kadar teslim edilmelidir.
Aslında tarih, bizim yapmamızdan ötürü bize ait değildir. Uzun zaman önce kendi kendimize sınav yapma süreci ile birbirimizi anlardık, şimdi birbirimizi ailede, toplumda ve yaşadığımız devlette apaçık bir yolla anlıyoruz.
Erkek kardeşim sınav sonucundan çok memnundu.