Dizionario Serbo - Turco

српски језик - Türkçe

док in turco:

1. süre süre


Uzun süre kalamazsın.
Eğer bir süre evden uzak olursam, posta servisini bırakacağım.
Hava çok sıkıntılı;sanırım kısa süre içinde gök gürleyecek.
Büyükbabam benim doğumumdan kısa bir süre sonra öldü.
Ne kadar uzun süre beklediysek, o kadar daha sabırsız olduk.
Teklifimle ilgili patronumun yaptığı ağır eleştiriden sonra, burada çalışmayı ne kadar süre sürdürmek istediğimden emin değilim.
Uzun süre önce o filmi izledim.
Mary gelmeden önce, uzun süre beklemedim.
Her gün bir süre yalnız yaşamaktan hoşlanır.
NB:Çok uzun süre önce çizildi bu yüzden kalite kötüdür.
Onlar İngiltere'de ne kadar süre yaşadılar?
Yürüyüş yapmak için bir süre dışarı çıkalım.
Anime yönetmeni Satoshi Kon, kırk yedinci doğum gününden kısa süre önce 24 Ağustos 2010 tarihinde pankreas kanserinden öldü.
Uzun süre görüşmedik. Ben, işini tekrar değiştirmiş olduğunu duydum.
Araba tarlaya daldı ve bir süre sarsıldıktan sonra durma noktasına geldi.