1. belli
O, dışarıya belli etmedi.
Merkezin hedefi, diğer ülkelerden gelen gençleri belli bir zaman aralığında eğitmek olmalıdır.
Julia'yı sevdiği belli.
2. belirlenen
Önceden belirlenen doğum tarihinin akşamında suyum kesildi..
Onların idamı için belirlenen günde, o sanki şölene gidiyormuş gibi saçını kesti ve giyinip kuşandı.