Domanda |
Risposta |
Wir sollten ihn als Leiter der Kommission einsetzen. inizia ad imparare
|
|
Onu komisyonun başı olarak atamalıyız (başına geçirmeliyiz, tayin etmeliyiz)
|
|
|
das Fieber hat eingesetzt. Das Fieber setzte ein inizia ad imparare
|
|
ateş başladı. Ateş başladı
|
|
|
Hast du dein neues Handy eingestellt? inizia ad imparare
|
|
Yeni cep telefonunu ayarladın mı?
|
|
|
Unsere Lehrerin berichtigt jede Woche meine Klausur. inizia ad imparare
|
|
Öğretmenimiz her hafta (yazılı) sınavımı tashih ediyor (kontrol edip düzeltiyor)
|
|
|
Maria regt sich über ihren Chef auf. inizia ad imparare
|
|
Maria patronundan dolayı heyecan yapıyor (eli ayağına dolaşıyor)
|
|
|
Über meine Fehler rege ich mich immer wieder auf. inizia ad imparare
|
|
Hatalarım yüzünden hep üzülüyorum (kızıyorum, rahatsız oluyorum).
|
|
|
Die Nachricht regte ihn auf. inizia ad imparare
|
|
Haberler onu heyecanlandırdı (telaşlandırdı)
|
|
|
inizia ad imparare
|
|
bu kadar heyecan yapma! bu kadar heyecanlanma (telaşlanma)
|
|
|
Fürs Schwimmen ist Maria nicht gerade zu begeistern. inizia ad imparare
|
|
Maria yüzme konusunda pekte hevesli değil.
|
|
|
Ich bin so aufgeregt, diese Stadt zu sehen. inizia ad imparare
|
|
Bu şehri göreceğim için çok heyecanlıyım.
|
|
|
Ich bin sehr begeistert, diese Stadt zu sehen inizia ad imparare
|
|
bu şehri görmeye çok hevesliyim
|
|
|
er hat sich von seinen Sorgen befreit. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Er ist vom Sportunterricht befreit inizia ad imparare
|
|
spor dersinden muaf tutuldu
|
|
|
Er lässt sich vom Religionsunterricht befreien. inizia ad imparare
|
|
Din derslerinden muaf tutuluyor.
|
|
|
Der Soldat hat die Geisel befreit inizia ad imparare
|
|
Asker rehineyi serbest bıraktı
|
|
|
Er konnte sich von seiner schreckliche Verhaltung nicht befreien. inizia ad imparare
|
|
Kendisini korkunç davranışlarından kurtaramadı.
|
|
|
Endlich bin ich aus meinen unerreichbar Träumen aufgewacht. inizia ad imparare
|
|
Sonunda ulaşılamaz/erişilmez hayallerimden uyandım.
|
|
|
meine Tage sind mit viel Arbeit ausgefüllt inizia ad imparare
|
|
günlerim yapılacak bir sürü işlerle dolu.
|
|
|
Seine Gestalt füllte fast den Rahmen aus. inizia ad imparare
|
|
Onun şekli/figürü/kalıbı neredeyse çerçeveyi doldurdu.
|
|
|
Das Bild hat die ganze Wand ausgefüllt. inizia ad imparare
|
|
Resim tüm duvarı doldurdu.
|
|
|
Viele Leute geben ihr Geld für ein Luxus auto aus. inizia ad imparare
|
|
Birçok insan paralarını lüks bir araba için harcıyor
|
|
|
Hast du dein ganzes Geld schon ausgegeben? inizia ad imparare
|
|
Bütün paranı harcadın bile mi?
|
|
|
Er muss ein Drittel seines Gehalts für Miete ausgeben. inizia ad imparare
|
|
kazancının üçte birini kira için harcamak zorunda
|
|
|
Ich gebe rund 30% meines Netto-Einkommens für die Wohnungsmiete aus. inizia ad imparare
|
|
Net gelirimiz yaklaşık % 30'unu apartman dairesinin kirası için harcıyorum.
|
|
|
Sie gibt ein Vermögen für Kleidung aus. inizia ad imparare
|
|
Kıyafetler için bir servet harcıyor.
|
|
|
Maria kennt sich mit guten Weinen aus. inizia ad imparare
|
|
Maria şarapları (çok) iyi bilir.
|
|
|
Ich muss meine Beine ein wenig ausruhen inizia ad imparare
|
|
Bacaklarımı biraz dinlendirmek zorundayım
|
|
|
Ruhen Sie sich erst einmal aus! inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Der Minister wurde aus der Partei ausgeschlossen. inizia ad imparare
|
|
Bakan partiden ihraç edildi.
|
|
|
Morgen wird er von der Partei ausschließen inizia ad imparare
|
|
Yarın o partiden ihraç edilecek
|
|
|
es sieht nach einem Wunder aus inizia ad imparare
|
|
bir mucize gibi görünüyor
|
|
|
Der Minister spricht sich für Reformen aus. inizia ad imparare
|
|
bakan reformlardan yana olduğunu beyan ediyor /ifade ediyor /telaffuz ediyor
|
|
|
Ich bedanke mich bei meinem Lehrer. inizia ad imparare
|
|
Öğretmenime teşekkür ediyorum / minnettarım
|
|
|
Ich möchte mich für ihre Hilfe bedanken. inizia ad imparare
|
|
Yardımlarınız için teşekkür etmek istiyorum / minnettar olduğumu belirtmek istiyorum.
|
|
|
Der Boden war mit Schnee bedeckt. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Er bedeckte sein Gesicht mit den Händen. inizia ad imparare
|
|
elleriyle yüzünü kapladı/örttü
|
|
|
Schnee bedeckte die Berge. inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Er bedeckte seinen Körper mit einem Betttuch. inizia ad imparare
|
|
Vücudunu bir çarşafla örttü/kapladı
|
|
|
Herr Müller wurde zum Abteilungsleiter befördert inizia ad imparare
|
|
Bay Müller bölüm başkanlığına terfi etti
|
|
|
Mein Freund wurde aus der Gefangenschaft befreit. inizia ad imparare
|
|
Arkadaşım esaretten serbest bırakıldı.
|
|
|
Der Schnee fällt vom Himmel herab. inizia ad imparare
|
|
Kar gökten aşağı düşüyor.
|
|
|
Der Apfel fällt vom Baum herab. Der Apfel fiel vom Baum herab. inizia ad imparare
|
|
Elma ağaçtan düşüyor. Elma ağaçtan düştü.
|
|
|
inizia ad imparare
|
|
Öfkesinden kuduruyor / çıldırıyor
|
|
|
Er opferte sein Leben, um seine Familie zu retten inizia ad imparare
|
|
Ailesini kurtarmak için hayatını feda etti.
|
|
|
Er hat sich für seinen Frau geopfert inizia ad imparare
|
|
Kendisini karısı için feda etti
|
|
|
Das Handy ist aus unserem Leben nicht mehr wegzudenken inizia ad imparare
|
|
Cep telefonu hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi
|
|
|
moderne Großeltern sind als Familienmitglieder wegzudenken. inizia ad imparare
|
|
Modern büyükanne ve büyükbabalar aile üyeleri olarak vazgeçilmezdir.
|
|
|
Das Handy ist aus unserem Leben wegzudenken. inizia ad imparare
|
|
Cep telefonu hayatımızın önemli bir parçasıdır.
|
|
|
Er hat lediglich seine Aufgabe erfüllt. inizia ad imparare
|
|
Sadece (salt, ancak) kendi görevini yerine getirdi. (Başka bir şey yapmamış)
|
|
|
Die Putzfrau hätte das ganze Haus putzen sollen, sie hat jedoch lediglich das Erdgeschoss gereinigt inizia ad imparare
|
|
Temizlikçi kadının bütün evi temizlemesi gerekiyordu, ama o sadece (salt, altıüstü) zemin katını temizlemişti.
|
|
|
Ich habe alle Nachbarn eingeladen, aber lediglich sind zwei Nachbarn gekommen inizia ad imparare
|
|
Bütün komşuları davet ettim, ama sadece (ancak, altı üstü, hepitopu) iki komşu geldi
|
|
|
Ich habe seine Telefonnummer nicht behalten inizia ad imparare
|
|
Onun telefon numarasını aklımda tutmamışım
|
|
|
Du kannst dich das schönes Bild behalten. inizia ad imparare
|
|
Bu güzel resim senin olabilir.
|
|
|
Bitte behalten Sie sich das schönes Bild. inizia ad imparare
|
|
Lütfen bu güzel resmi alın / alikoyun /saklayın / koruyun. (Sizin olsun, siz muhafaza edin)
|
|
|
Dieses Lied berührte sie sehr. inizia ad imparare
|
|
Bu şarkı ona çok dokunmuştur.
|
|
|
Sein Tod hat mich sehr berührt. inizia ad imparare
|
|
Onun ölümü bana çok dokundu.
|
|
|
Der Tod meines Schwiegervaters hat mich sehr berührt. inizia ad imparare
|
|
Kayınpederimin ölümü bana çok dokundu.
|
|
|
Er hat behutsam die Ecke des Tisches berührt. inizia ad imparare
|
|
Masanın köşesine hafifçe dokundu.
|
|
|
Er hat behutsam das Paket ausgepackt. inizia ad imparare
|
|
Paketi dikkatli/ihtiyatlı/temkinli/tedbirli biçimde açtı.
|
|
|
Berücksichtigen Sie die Zeitverschiebung. inizia ad imparare
|
|
Zaman farkını gözetin (hesaba katın)
|
|
|
Die Scheinwerfer der Feuerwehr beleuchtete die Unfallstelle inizia ad imparare
|
|
İtfaiyenin farları kaza mahallini aydınlattı
|
|
|
Das Schloss wird abends beleuchtet inizia ad imparare
|
|
Kale akşamları aydinlatiliyor/ışıklandıriliyor
|
|
|
Ich kann dieses Thema an einem Beispiel erläutern inizia ad imparare
|
|
Bu konuyu bir örnekle açıklayabilirim
|
|
|
Alle Namen der Teilnehmer sind auf der Liste aufgeführt. inizia ad imparare
|
|
tüm katılımcıların isimleri listede gösterilmiştir
|
|
|
Wollen wir meine Briefmarken kollektionen betrachten? inizia ad imparare
|
|
Pul koleksiyonum bir bakalım mı? (göz atalım mı)
|
|
|
Ich betrachte jetzt die Situation als wenig gefährlich. inizia ad imparare
|
|
Şimdi durumu daha az tehlikeli olarak görüyorum (gözüyle bakıyorum).
|
|
|
Ich betrachte diese Angelegenheit als erledigt inizia ad imparare
|
|
Bu meseleyi halledimiş olarak düşünüyorum (gözüyle bakıyorum)
|
|
|
Ich betrachte diese Gelegenheit als Segen. inizia ad imparare
|
|
Bu fırsatı bir nimet olarak görüyorum (gözüyle bakıyorum).
|
|
|
Er betätigt sich als Mechaniker inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Ich würde mich schon gerne schriftstellerisch betätigen inizia ad imparare
|
|
Yazar olarak çalışmak isterim
|
|
|
Er hat sich bei den Rettungsarbeiten betätigt. inizia ad imparare
|
|
Kurtarma çalışmasında çalıştı.
|
|
|
Er hat bei der Prüfung versagt inizia ad imparare
|
|
Sınavda başarısız oldu / sınavı başaramadı
|
|
|
er versuchte zu bremsen, aber die Bremse versagte inizia ad imparare
|
|
fren yapmaya çalıştı ama frenler işlemedi (başarısız oldu)
|
|
|
inizia ad imparare
|
|
|
|
|
Diese Regel gilt heute nicht mehr. inizia ad imparare
|
|
Bu kural artık geçerli değil / artık sayılmıyor
|
|
|
Sein Wort gilt viel bei uns inizia ad imparare
|
|
Onun sözleri bizim için çok geçerli
|
|
|
Ihrer Pass gilt nicht mehr. inizia ad imparare
|
|
Pasaportunuz artık geçerli değil (geçerli sayılmıyor)
|
|
|
Die Schweiz gilt als Paradies für Skifahrer. inizia ad imparare
|
|
İsviçre kayakçılar için bir cennet sayılır (kabul edilir)
|
|
|
Dieser Parkausweis gilt nur für die Innenstadt. inizia ad imparare
|
|
Bu park izni sadece şehir merkezi için geçerlidir (geçerli sayılıyor).
|
|
|
Zum Jahresanfang hat Tom mit dem Rauchen aufgehört inizia ad imparare
|
|
Senenin başında Tom sigara içmeyi bıraktı
|
|
|
Wissenschaftler suchen nach einer Lösung für dieses Problem. inizia ad imparare
|
|
Bilim adamları bu soruna bir çözüm arıyor.
|
|
|
Ich habe drei Tage lang an schwerer Grippe gelitten inizia ad imparare
|
|
3 gündür şiddetli gripten dolayı ızdırap çektim
|
|
|